4 Mayıs 2009 Pazartesi

Sanatsal film çekmek için gerekenler

Evet sayın okurlar, bu yazımda sizi sanatsal filmlerin dünyasına sokacağım. Şaşırmayın, korkmayın, bu iş o kadar da zor değil. Burada yazacaklarımı yaparsanız siz de sanatsal filmler çekebilirsiniz. İlk önce filminizi kim için, hangi izleyiciler için çekeceğinize karar vermelisiniz. Sadece iç piyasa için film çekecekseniz, yabancı festivallere filan katılmayacaksanız iş biraz daha kolaylaşıyor. İlk şart sessizlik. Filmde bol bol sessizlik olmalı, hatta sabit kamera açılarıyla birleşince leziz olur. Oyuncular öylece durup birbirlerine bakmalı. Fon müziği olursa işi bozar. Sonraki şart, filmin karışık olması. Öyle dümdüz, kronolojik sırayla ilerleyen, herkesin anlayabileceği filmler çekerseniz sanat olmaz. Film çok komplike olmalı, pek çok insan izleyince anlamamalı. Yine de anlar gibi yapmalılar ki yanındakilere hava atabilsinler. Hiç unutmam, bir fransız filminin sadece tek paragraflık özetini okumuştum da beynim yorulmuştu. Demekki tamamını izlesem Bakırköy'de bir süre yatmam gerekecek. Sanatsal film için gereken bir diğer şart ta filmin karamsar olması ve kesinlikle kötü sonla bitmesi. Filmin sonunda ya esas oğlan ya da sevdiği kız ölmeli. Ölemiyorlarsa kavuşamamalılar. Öyle mutlu sonla biter, aşıklar kavuşur, herkes istediğini alırsa nerede kaldı sanat? Bunlar iç piyasa için, yani yerli izleyiciler için çekilecek olan sanatsal filmin şartları. Bu şartlara uyun, yerli festivallerde ödülden ödüle koşun.
Şimdi gelelim dışarıya açılacak olan sanatsal filmlerin şartlarına. Tüm yukarıda yazdıklarıma ek olarak işin içine homoseksüelliği katmanız lazım. Topsuz sanat olmaz. Spor olur, sanat olmaz. Gay, lezbiyen, travesti, ne bulursanız artık. Bir de bu homoseksüeller birazcık dışlanacaklar. Öyle mutlu mesut olurlarsa olmaz. Zaten filmde herkes mutsuz olmalı, sadece onlar değil. Bunlara ek olarak, etnik azınlıklar bulunmalı bu filmde ve mutlaka ezilmeliler. Artık Ermeni mi olur, Kürt mü olur, Rum mu olur ona siz karar verin. İsterseniz ortaya karışık yapın. Ezilsinler ama. Film onların çektiklerine dokundursun. Bildiğiniz üzere özellikle batılı ülkelerin vatandaşları çok severler bizim azınlıkları. Nerde azınlık varsa onların yanında saf tutarlar. Az önce söylediğim gibi homoseksüelleri de çok severler. O yüzden filminize bunları koyarsanız onların çok hoşuna gider. Hele bir de homoseksüel olanlar etnik azınlıktansa simokininizi diktirin, konuşmanızı hazırlatın, festivallerde ödülden ödüle koşacaksınız. Lezbiyen Kürt kızı olur, Transeksüel Ermeni genci olur, bunları hayalgücünüze bırakıyorum.
Bu kadar sayın okurlar. Tüm bunlar nereden mi geldi aklıma? Güneşi Gördüm filminin yurtdışı için hazırlanmış afişini gördüm, oradan geldi. Getirdiler yani... Çok zor değil yazının başında dediğim gibi. Efekte gerek yok, pahalı mekanlara gerek yok. Öyle pahalı oyunculara bile gerek yok. Kendiniz çekin kendiniz oynayın. Ama homoseksüeli siz oynamayın, üzerinize yapışır sonra.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder