17 Ağustos 2010 Salı

Teknolojik sembollerin gizli tarihi

Çoğu elektronik cihazın üzerinde gördüğümüz, artık ne anlama geldiğini ezberden bildiğimiz sembollerin her birinin bir hikayesi var. İşte bazılarının kısa tarihi...

Neredeyse tüm elektronik cihazlarda görürüz yandaki simgeyi. Cihazı açmaya ve kapamaya yarayan tuşun üzerinde olur. 2. Dünya Savaşı sırasında mühendisler yaptıkları elektronik cihazlarda açma / kapama şalterini ikili sayıo düzeninde (1 / 0 şeklinde) işaretliyorlarmış. Daha sonra bu 1 ile 0 birleştirilmiş ve kırık bir yuvarlağın içinde bir çizgi haline gelmiş. 1973 yılında Uluslararası Elektroteknik Komisyonu bu işaretin "uyku durumu" anlamına geldiğini duyurmuş. (hala da bu tezlerini savunuyorlarmış) Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE) ise bu sembolün "güç" anlamına geldiğini söylemiş ve tartışmaya son noktayı koymuş.

Bu işareti PC kullanıcıları tanımayabilir, ama Mac kullanıcılarının en sık kullandığı tuşlardan birinin üzerinde bu işaret var. İlk Apple bilgisayarları tasarlanırken diğer tuşlarla birlikte basıldığında menüdeki komutları uygulayacak bir tuşu klavyeye eklemek istemişler. Haliyle tasarım ekini bu tuşun üzerine Apple logosunu koymuş. Bunun üzerine Steve Jobs ekranda ve bilgisayarın üzerinde çok fazla Apple logosu bulunduğunu söyleyerek tuşun üzerindeki sembolün değiştirilmesini istemiş. Grafiker Susan Kare farklı anlamlara gelen sembolleri taradıktan sonra yanda gördüğünüz sembolü seçmiş. Bu sembol aslen İsveç'teki kamp alanlarında ilgi çekici, görülmesi gereken yerler için kullanılıyormuş. Bir diğer ismi de gorgon döngüsüymüş, ama Medusa'nın bundan haberi olduğunu sanmıyorum.

Yanda gördüğünüz işaret artık her telefonda kablosuz veri transferi teknolojisi Bluetooth'un (mavi diş) işareti. Kökeni oldukça ilginç. 10. yüzyılda yaşamış olan Danimarka kralı Harald Blåtand yabanmersini sevdalısıymış. Öyle çok yiyormuş ki bir dişi her zaman mavi renkte oluyormuş. Bu kral Norveç, İsveç ve Danimarka'daki savaşan güçleri biraraya getirmiş. Bu özelliğiyle farklı türde cihazları biraraya getiren Bluetooth teknolojisinin esin kaynağı olmuş. Yandaki sembol Harald Blåtand'ın isminin baş harflerini temsil eden rünlerin bir kombinasyonundan oluşturulmuş. Ayrıca, üretilen ilk Bluetooth alıcısı mavi renkteymiş ve irice bir dişe benziyormuş.

Bu sembolü tanımıyor olabilirsiniz, ama o her gün kullandığımız USB bağlantısının sembolü. İlk olarak Roma mitolojisindeki deniz tanrısı Neptün'ün (Yunan mitolojisinde de Poseidon olarak geçer) üç başlı mızrağına benzetilerek çizilmiş, daha sonra ufak bir değişikliğe uğramış. Bu değişiklik, yani mızrağın uçlarına yuvarlak, üçgen ve kare sembollerinin yerleştirilmesi USB standardının pek çok farklı türde cihaz için kullanılabileceğini vurgulamak içinmiş. Şimdilerde USB 2.0 ve 3.0 daha popüler, bu sembolü de daha çok USB kablolarının üzerinde görüyoruz. Ürün ambalajlarında daha havalı, daha renkli (ama daha ruhsuz) bir USB logosu kullanılıyor.

Yandaki işaret, interneti kullanan herkesin aşina olduğu, tüm email adreslerinde bulunan "at" işareti. Değişik ülkelerde değişik anlamları olan bu işareti ilk olarak programcı Raymond Tomlinson kullanmış. Kullanım amacı da kullanıcıyı sunucudan ayırmakmış. Hala aynı anlamda kullanılıyor zaten. "at" şeklindeki okunuşu da İngilizce'den geliyor. Mesela, aaa@bbb.com dediğimizde, bbb.com sunucusundaki aaa kullanıcısından bahsetmiş oluyoruz. Yani, İngilizce söylenişiyle "bbb at aaa.com" gibi. Güzel değil mi?


Bu üç köşeli yıldızın yandan yemişine benzeyen işaret FireWire bağlantısına ait. Bu bağlantının da, işaretin de mucidi Apple firması. FireWire ilk olarak SCSI bağlantısının seri arabirimli alternatifi olarak tasarlanmış. Amacı ses ve video cihazları ile alınıp verilecek verilerinin olabildiğince yüksek hızla aktarılmasıymış. Bu amaçla tasarımcılar üç kollu bir işaret yaratmışlar. Kollar ses, video ve veri aktarımını temsil ediyor. Asıl rengi kırmızıymış, ama bugünlerde daha çok sarı renkte kullanılıyor.


Birkaç tane daha var, ama (benim görüşümle) en önemlileri bunlar. Bunlardan beni haberdar ettiği için Sirke'ye teşekkür ederim.

5 yorum:

  1. Heyoooo! Gene meşhur olmuşum. :)

    YanıtlaSil
  2. Harika bir yazı olmuş. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  3. @Sirke
    Şöhret seni bozmasın sakın. :)

    @Adsız
    Okuduğunuz için ben teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. Bozulacağımız mı kalmış da... :D

    YanıtlaSil
  5. Şöhret basamaklarını birer birer tırman, ayağın takılır yuvarlanırsın mazallah.

    YanıtlaSil