4 Ekim 2013 Cuma

Windows'tan Mac OS X'e Geçiş

Yakın zamanda masaüstü bilgisayarımın 'ağırlığını' kaldıramayıp bir dizüstü almaya karar verdim. Aldığım ürün Macbook Air 13 inç, aldığım ürün Haswell işlemcili, Intel HD5000 grafik işlemcisi, 4 GB RAM ve 128 GB SSD'ye sahip 2013 model. Satın alırken düşüncem hemen Windows kurup Mac ile beraber kullanmak vardı. Ama bir arkadaşımın tavsiyesi ile vazgeçtim ve bir süre Mac OS kullanayım dedim.

Sebebi sadece farklı olmak mı yoksa patent ihlaline karşı önlem mi bilmiyorum, ama birçok farklılık bulunuyor aralarında. Yani, görsel farklar dışında da farklılıklar çok. Windows'un pazarı domine etmesi dolayısıyla standart olarak Windows'u görüyoruz tabi ki. Ama Apple bu konuda birçok yardım sayfası vs. hazırlayarak kullanıcılarını 'standart dışı'nın kullanımına alıştırmaya çalışıyor. Bunlar arasında işime en çok yarayabilecek olanlar Windows alışkanlıklarını bırakma olarak listeledikleri bir grup eğitim video ve yazısı.
Masaüstünü sakin bırakmak Mac OS'un şartlarındanmış.


Tabi ki 10 yıldan uzun bir süredir Windows kullanıyorsanız ve bu süre içinde bilgisayarınızı yoğun olarak kullandıysanız, işiniz Apple'ın eğitim dökümanlarını öğrenmekten daha öte bir şeye kalıyor: alışkanlıklar. Alışkanlıklarınızdan dolayı yaptığınız/yapamadığınız şeyler, bilmeden yaptıklarınızdan/yapamadıklarınızdan fazla. "Windows kafası" ile düşündüğünüz şeyleri beklediğiniz yerlerde bulamamak da alışkanlıktan sonra gelen başka bir sorun, ki bunu da yine alışkanlık olarak değerlendirebiliriz. Benim bu geçiş sürecinde yaşadığım ufak tefek ama zaman zaman can sıkan problemler var tabi ki. Hala Windows'u da kullandığım için (başka bilgisayarlarda), bunlardan bazılarına çözüm bulmam/alışmam çok daha uzun süre alacağa benziyor. 

Bahsettiğim bu problemlerden bazıları için benim bulduğumdan daha basit çözümler olabilir, veya benim bilmediğim bir yöntemi olabilir. Aslında, bunların neredeyse hiçbiri sorun değil, daha çok alışkanlıktan ileri gelen bazı sıkıntılar. İşte tam da bu yüzden, Mac'in eksikleri yazısı yerine, Windows'tan Mac OS'a geçişin hikayesi olarak bakılabilir buna.

Yaşadığım sıkıntılardan ilki, tuşların klavyedeki yerleri. Standart QWERTY klavyeye sahip bilgisayarımın harfler ve sayılar dışındaki tuşları benim için hala kafa karıştırıcı. Aşağıdaki fotoğrafta klavyenin genel dizilimini görebilirsiniz.
Klavyem

Windows'ta kopyalama ve yapıştırma işlemlerini CTRL ve X, C ve V ile yapıyorduk. Klavyemde görebildiğiniz gibi, CTRL tuşu var (kntrl olarak kısaltılmış). Masaüstü bilgisayarımın klavyesinin CTRL tuşu en solda ve en altta idi. Fn tuşunu saymazsak, eski klavyedeki CTRL ile aynı yerde. Yani, aslında kopyalama ve yapıştırma işlemleri çok basit olmalı benim için. Ama maalesef öyle değil. Çünkü Mac OS'ta bu üç işlem KNTRL yerine CMD (Command veya Apple) tuşu ile yapılıyor. Bu sebeple, bazen seçtiğim yazıyı kopyalamaya çalışırken tamamının yerinde sadece "c" harfini, yapıştırırken de yazının olması gereken yerde sadece "v" harfini sık sık görüyorum. 
Klavye ile ilgili diğer bir sıkıntı ise, yine Mac OS'un kısayolları sebebiyle ortaya çıkıyor ve bir öncekinden çok daha sinir bozucu bir sıkıntı: Yanyana bulunan CMD ve ALT (Option tuşu olarak da biliniyor) tuşları ile Q'nun kombinasyonları yüzünden, e-mail adresimi yazmaya çalışırken tarayıcımı kapatmış olabiliyorum. CMD + Q ile programdan çıkıyor; ALT + Q ile '@' işaretini yapıyorsunuz. 
Başka bir sıkıntı ise, Delete tuşu. Delete tuşu yerine ne geldiği, Google'da Mac'te sağ tıklama nasıl oluyordan sonra arattığım ikinci şeydi. Fotoğrafta görebileceğiniz gibi, Windows klavyelerde alışık olduğumuz o Delete tuşu yok. Burası benim için biraz karışık. Eğer bir karakteri silmek istiyorsam, Fn+Backspace tuşları işimi görüyor. Eğer dosyayı silmek istiyorsam, bu kombinasyon CMD + Backspace oluyor. Karışıklık ise şurada başlıyor, eğer bir metin editöründe veya metin kutusunda CMD + Backspace kombinasyonunu kullanırsanız, o satırda imlecin bulunduğu yerin gerisinde kalan tüm yazıyı siliyor. Bu arada uzun süredir Mac OS kullananlar benim Backspace dediğim tuşa Delete diyor. 
Google'daki ilk aramam olan sağ tıklama işini ise, klavyedeki KNTRL ile birlikte tıklayarak yapabiliyorsunuz. Elimdeki bilgisayarda, iki parmağınızla tıkladığınızda da sağ tıklamış oluyorsunuz. 

Tabi ki buradan, Windows'taki CTRL'nin çoğu zaman için Mac OS'ta CMD tuşu olduğunu fark etmek zor değil. Fakat sorun burada daha çok alışkanlıktan kaynaklanıyor. Çünkü, CTRL tam olması gerektiği yerde (Eski klavyemdeki yerinde) ve serçe parmağım ben kopyalamayı düşünürken çoktan o tuşa basmış oluyor. Neyse ki, Word çıkmadan önce kaydetmediğim verilerimin kaybolacağı konusunda beni uyarıyor. Tüm öğeleri seçerken ve birden çok öğeyi seçerken yaşadığım CMD - KNTRL - SHIFT tereddütünden ise hiç bahsetmeyeyim. Tüm bunların üstüne, bir de CTRL tuşunun her iki işletim sisteminde de bulunması, ama farklı işlevleri olması var.

Başka bir farklılık ise, pencereyi küçültmek, tam ekran yapmak ve kapatmak için kullandığımız tuşlarda. Windows ile Mac OS'un farklılıklarının tartışıldığı yerlerde, her zaman biri çıkıp "Ya işte o tuşları alıp sağa koymuşlar, Başlat menüsünü de üste almışlar" der. Fakat farklılık bundan daha fazla. Windows kullanıcısı için bu üç tuştan beklenildiği gibi çalışan tek tuş, küçültme tuşu (sarı). Windows'taki tam ekran butonu, pencereyi tam ekrana getirmek yerine, içeriğinin tamamının göründüğü minimum boyutlara getiriyor. Bu boyut için o pencerenin optimal boyutu deniyor. Kapatma tuşu ise, programı değil, o pencereyi kapatıyor ve program çalışmaya devam ediyor.

Hazır yeri gelmişken, programları kapatmak için neler yapmamız gerektiğinden bahsedeyim. Programları üç şekilde kapatabiliyoruz. Bunlardan birincisi, klavye konusundaki sıkıntılarımdan bahsederken yazdığım gibi, CMD + Q tuş kombinasyonu. Diğeri, üstteki menüde programın adına tıkladığımızda açılan menüden Çık seçeneğine tıklamak. Sonuncu seçenekte ise, eğer program Dock'ta ise, simgesine sağ tıklayıp (kntrl + tıklama) çıkan menüden Çık'ı seçmek. Program bu şekilde tamamen kapanıyor. Diğer türlü, yani pencerenin solundaki çarpı (kırmızı) simgesine tıklarsanız, çoğu program sadece penceresini kapatıyor. 

Dock'a sağ tıklayıp çıkmak

Uygulamanın menüsünü kullanarak çıkmak


Yaşadığım diğer bir sıkıntı ise, yine Windows'tan kalan bir alışkanlık. 4 GB üstü dosyaları FAT kabul etmediği için, tüm disklerim NTFS biçiminde. Mac OS ise, Microsoft'un lisanslı ve kodu kapalı olan bu dosya sistemine sadece okuma desteği veriyor. Bundan sonra tek bilgisayar olarak bu dizüstü bilgisayarımı kullanacağım için, bu er ya da geç bir sıkıntı yaratacak. Aslında Apple, Mac OS'un son iki veya üç sürümünde yazma desteği de veriyormuş, fakat bu destek kapalı olarak geliyor ve terminal uygulamasından bir dizi kod girerek kolayca açabiliyorsunuz. Fakat bu tavsiye edilmiyor, çünkü bu yöntemi kullanan birçok kişi NTFS bölümlerindeki verilerin bozulduğunu veya kaybolduğunu söylüyor. Aynı şey, NTFS-3G adlı ücretsiz uygulama için de geçerli. Bu uygulama hakkındaki genel görüş, ufak işler için yetebileceği, ama daha büyük ve önemli işler ve dosyalar için ücretli ve dolayısıyla daha iyi destek alabileceğiniz bir çözüm kullanmanın gerektiği yönünde. Bu konuda ise, iki alternatif var. Birincisi Tuxera adlı firmaya ait ve fiyatı yaklaşık 67 lira. Diğeri ise, Paragon firmasına ait ve fiyatı 30 Lira. Tuxera firması, NTFS-3G adlı programı geliştiren firma. Daha sonra kaynak kodlarını paylaşıp programın geliştirilmesini durduruyor ve ücretli bir sürüm için çalışmalara başlıyor. 

Başka bir sorun ise, Microsoft Office ile. Her ne kadar ikisi de aynı firmanın elinden çıkmış olsa da, kullanıcılardan Mac ve Windows ortamında oluşturulmuş karmaşık dosyaların görüntülenmesinde sorunlar olduğuna dair bildirimler geliyor. Sorunun yazı tipleri ile alakalı olabileceği konuşuluyor. Fakat bu konuda tam bir açıklık yok. Kimisi yazı tiplerini değiştirerek sorununu çözebilirken, diğerleri Windows kullanan bir bilgisayarda dosyayı tekrar düzenlemek zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Bu her ne kadar insanın başına 100 dosyada bir gelecek bir durum olsa da, o dosya yüzünden işinizden olmanız veya tezin biçim kurallarının dışına çıkıp eksi puan almanız ihtimal dışı değil.
MS Office Word for Mac OS X

MS Office'in Türk kullanıcılarına özel başka bir sorunu ise, Türkçe arayüzünün bulunmaması. Microsoft Office for Mac, Türkçe dilinde yok. Ama neyse ki, en azından Türkçe yazım denetimi mevcut. Bunun dışında, sık kullanılan bazı kısayollarda da değişiklikler mevcut. Şimdiye kadar rastladıklarım, en sık kullandığım kalın, altı çizili ve italik yazı biçimleri. Bunlar sırasıyla CMD + B, U ve I (Bold, Underlined ve Italic) şeklinde. 

Her ne kadar büyük bir kolaylık sağlıyor olsa da, alışmakta zorluk çektiğim diğer bir konu ise, uygulama yükleme ve kaldırma yöntemi. Apple'ın uygulama marketini bir kenara bırakırsak, uygulamaları yüklemek için uygulamayı Applications klasörüne sürüklemeniz yeterli. İnternetten indirdiğiniz bir Mac OS uygulaması genel olarak dmg uzantılı olarak geliyor. Bu uzantı, dosyanın sıkıştırılmış bir uygulama dosyası olduğunu anlatıyor. Bu uzantıya sahip dosyalar ve bu dosyaları açmaya çalıştığında, Mac OS bir disk takmışsınız gibi davranıyor, ve ardından imajın türüne göre ya dosyayı bir klasöre atıyor, ya da kurmanız için size çeşitli kolaylıklar sağlıyor. 

Simgeyi yandaki klasöre sürükleyerek 'yüklüyoruz'

Yukarıdaki resimde, simgeyi Applications'ın üzerine, Applications klasörüne veya başka bir yere sürüklemem yeterli mesela. Uygulama klasörü, hemen o pencerede görünen klasör veya benim Finder'da (Explorer dengi) gördüğüm Uygulamalar klasörü olabilir Uygulamaları kaldırmak ise bunun tam tersi. Applications klasörüne (veya yüklediğiniz yer neresi ise oraya) gidip dosyayı bulup siliyorsunuz. Böylece uygulamayı kaldırmış oluyorsunuz. Bir Windows kullanıcısı olarak aklıma gelen ilk şey, programın (varsa) diğer yerlerde başka dosyalarının silinip silinmediği, silinmiyorsa da sistemi nasıl etkilediği sorusu oldu. Her ne kadar araştırmam sırasında birçok kişi bana çok ufak yerler kaplamak dışında bir şey yapmadığını söylese de, yine de bunların tamamen ortadan kalkması daha hoş olabilirdi. Ama bu konuda yazılımcılar boş durmamış ve uygulama kaldırıcı ve Mac temizleyici uygulamalar geliştirmişler. Ücretsiz ve ücretli, birçok seçenek bulunuyor. 

Tabi ki, Microsoft Office gibi bazı uygulamalar yine kendi özel yükleyicileri ile birlikte geliyor. Bunları kaldırırken ya kendilerine özel kaldırıcılarını bulmalısınız, ya da yüklediğiniz imajı tekrar takıp bu sefer kaldırmayı seçerek devam edebilirsiniz.
Windows'takine daha çok benzeyen yükleme şekli


Dosyaları açmak için üzerlerine tıklamanın bir zorunluluk olması ise yine alışmamın vakit alacağı başka bir şey. Normalde Windows'ta ara sıra fareye dokunmadan yön tuşları ile dosyanın üzerine gelip Enter'a tıklayarak dosyayı veya programı açabiliyordum. Ama Mac OS'ta dosyayı açmak için çift tıklama yapmak zorundasınız. Çünkü Enter tuşu ile, Windows'ta F2 ile yapacağınız işi yapıyorsunuz; dosyanın ismini değiştiriyorsunuz. 

Mac OS'ta Windows'taki (en azından 8 öncesi) başlat menüsünden daha çok, iOS ve Android'deki bildirim çubuğuna benzer bir çubuk yer alıyor en üstte. Bu, bütün programlar için Windows'taki araç çubuğu işlevi görüyor. Bu yüzden kullandığınız uygulama ekranın tamamını kaplamadığı zaman, ekranın en üstünden menüleri yönetmek biraz ilginç geliyor. Bu çubuk, hiçbir program açılmadığı zaman, Windows'taki Explorer'ın karşılığı olan Finder'ın menü çubuğu görevini görüyor. Baştaki elma simgesi ile sistem hakkında bilgi almak ve sistem tercihlerini yapılandırmak gibi işleri yapabilirsiniz. Çubuğun sağ tarafı ise dediğim gibi, Android ve iOS'taki gibi sistemin çeşitli bilgilerine erişim sağlıyor. Bunlar arasında internet bağlantınız, ses, batarya durumu, tarih, bluetooth ve OS X Mountain Lion ile gelen bildirimler var. Caffeine ve Google Hangouts gibi bazı uygulamalar da buraya kendi simgelerini atabiliyor. Bende şu anda ilk ekran görüntüsünde gördüğünüz gibi, sırasıyla Google Hangouts, Dropbox, My Living Desktop ve Caffeinate uygulamalarının simgeleri var. Kahve simgesi Caffeinate Me uygulaması, yanındaki Time Machine (Mac OS'un yedekleme yazılımı), sonraki bluetooth, wifi, ses ve batarya simgeleri zaten tanıdık simgeler. Büyüteç Spotlight uygulamasına ait. En sondaki simge ise, bildirim merkezini açıyor. 

Son olarak alışmakta sıkıntı çekmezsem de, günlük kullanım sırasındaki farklılıklardan biri olarak bahsedebileceğim Dock var. Windows'taki görev çubuğu ve programların pencerelerinin temsil edildiği simgeler (veya sekmeler) yerine, dock'taki simgeler var. Dock, aslında ikiye ayrılmış. Sol ve sağ taraf bir çubukla ayrılmış. Sol tarafta uygulamalar varken, sağ tarafta ise, çöp, indirilenler klasörü ve o an çalışan ve penceresi küçültülmüş uygulamaların pencereleri bulunuyor. Bu pencerelerin küçük hallerine tıklayarak da, sol taraftan uygulamanın simgesine tıklayarak da, çalışıyor olduğunuz döküman veya yazılımı açabiliyorsunuz. Dock'ta normalde bulunmayan uygulamaları açtığınız zaman bir simge sol tarafın en sonuna, yani sağa en yakın kısma ekleniyor. Programı kapatmadığınız sürece de orada kalıyor bu simge. Yani, pencereyi kapattınız ama programı kapatmadıysanız, simgeyi orada görebiliyorsunuz. 

Başında da söylediğim gibi, gerek sadece ismen veya kozmetik manada, gerekse de fonksiyon bakımından Windows ile Mac OS X arasında daha birçok fark bulunuyor. Mesela Denetim Masası yerine Sistem Tercihleri olması ve EFI (BIOS)'un kilitli olması gibi. Bu yazıda bahsettiklerim, daha çok günlük kullanım sırasında karşılaşılabilecek farklılıklar ve sıkıntılardı. Bunların üstesinden gelmek ise, belki de sadece daha uzun süre kullanmaya bağlı. 



6 yorum:

  1. Sony ultrabook pro düşünmedin mi? En hafif bilgisayar. carbon yapılı dayanıklı, windows 8 var dokunmatik vs. vs. Mercedes S-class gibi amiral... Kesinlikle Sony vaio pro ultrabook alacağım. 13.3 ebat olarakta fazlasıyla yeterli.

    macbook air şekli şemali ebatları iyi güzel ama mac os sancısı çekeceğime narkozsuz ameliyat olurum daha iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşündüm tabi. Ama 13" yoktu o aralar. Yoksa Sony'nin kalem vs. eklemesiyle güzel olmuş seri. Ben 3 senedir hep 'bir sonraki seri gelsin onu alayım' diye bekledim, gönlümden de Asus Zenbook Infinity geçiyordu aslında. Sonra yaklaşık fiyatları duyunca beklemeye ihtiyaç duymadım :)

      Kardeşim de Macbook alacağımı duyunca "bekle ya da haswell olmasın, bir alt sony al" demişti. Sony notebooku 4 yıl kullandı, sonraki aldığı HP'den daha iyi geliyordu ona.

      Benimki hem macera aramaktan, hem de notebook almaya çalıştığım sıralar hala yenilerinin yaygınlaşmamış olmasından kaynaklandı biraz aslında.

      Mac de alışınca güzel olur herhalde ya. Narkozsuz ameliyat değil ama :)

      Sil
  2. Seni özgürlüğüne düşkün bilirdik. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özgür özgür dolaşırken kendimi birden burada buldum :)

      Sil
  3. Aslında kaşıntı için daha etkili ilaçlar vardı ama neyse... :)

    YanıtlaSil
  4. "linux züker!"

    [...kaçarak uzaklaşır]

    YanıtlaSil