16 Ağustos 2010 Pazartesi

Teknolojide evrimi anlamak


Yandaki resme aldanmayın, Darwin'in meşhur evrim teorisinden bahsetmiyorum. Ben teknolojik gelişimdeki evrimsellikten bahsedeceğim. Bize Toplam Kalite Yönetimi dersinde öğretmişlerdi, gelişimin iki çeşidi olurmuş: devrimsel gelişim ve evrimsel gelişim. İkisinin de vardığı yer aynı, ama kullandıkları yöntem farklı.

Devrimsel gelişimin ilerlemesi bir merdivene benzer. Uzun süre herhangi bir gelişim olmaz, daha sonra birden bir "devrim" olur, herşey değişir, yeni sistem eskisinden tamamen farklıdır. Heyecanlıdır, ama sancılıdır. Evrimsel gelişim ise daha sakindir. İlerlemesi merdivenin yanındaki rampaya benzer. Gelişim hiç durmaz, süreklidir, ama değişiklikler küçüktür. Bu yüzden gelişimi farketmek zordur. Sancılı değildir, ani ve büyük değişiklikler olmadığı için pek sıkıntı yaratmaz. Bu sebeplerden dolayı günümüzde çoğu büyük üretici hem üretim süreçlerinde hem de ürünlerinde evrimsel gelişimi kullanıyor.

Amerikalı otomobil üreticileri devrimsel gelişimi benimsemişlerdi, uzun süre aynı makineleri, aynı üretim süreçlerini kullanıyorlar, makineler çalışmaz hale gelince tesisi komple yeniliyorlardı. Yeniyken çok verimli çalışan fabrikalar eskidikçe verimsizleşiyor, son yıllarında ise kardan çok zarar getiriyorlardı. Japon otomobil üreticileri 2. Dünya Savaşının ardından ABD piyasasına girdiler. Japon'lar evrimsel gelişimi tercih etmişlerdi, tesislerini ve ürünlerini sürekli yeniliyorlardı. Yeni teknolojileri makinelerin ve modellerin eskimesini beklemeden kullanmaya başlıyorlardı. Amerikalı üreticiler ise statükocu olduklarından bu yeni gelişim modelini uygulamayı reddettiler. Sonuçları ağır oldu, etkileri hala hissediliyor. Öyle ki, hala bir türlü içerisinden çıkamadığımız global ekonomik krizi başlatan sebeplerden biri budur.

Tüm bunları neden yazıyorum? Dün PC Labs sitesinde gezerken ilginç bir yorumla karşılaştım. Arkadaşın biri eski bir habere yorum yapmış. ATI firmasının piyasaya süreceği 6000 serisi yeni nesil ekran kartlarıyla ilgili olan haberin altına bu zeki arkadaş "Yeni nesil kartların performanslarının daha iyi olduğunu kim söyledi ki? HD4890 kullanıyorum, bir eksiği yok. Çok fazla tüketime sürüklemeyin kendinizi." yazmış. (Aslında böyle yazmamış ama ben bu şekilde tercüme ettim.) Fetva vermiş beyefendi. Daha ilk cümleden batmış, çünkü yeni nesil kartların performanslarının daha iyi olduğunu binlerce internet sitesi ve milyonlarca kullanıcı söylüyor. Hem test yazılımlarından alınan veriler hem de oyun performansları yeni nesil kartların eskilerden daha iyi olduğu konusunda hemfikir. Arkadaşın ikinci batışı için fazla okumaya gerek yok. HD4890 ATI firmasının o dönem ürettiği en pahalı ve performanslı kartlardan biri. Arkadaş sadece ekran kartına bir ofis bilgisayarı parası vermiş, sonra da "hala çok iyi, yenisine gerek yok" diyor. Ona göre gerek olmayabilir, ama ATI ve Nvidia'nın bu arkadaştan başka müşterileri de var.

Aslında durum basit. Bu arkadaş devrimci gelişimi benimsemiş, daha doğrusu tüm firmaların devrimci gelişime yönelmesini istiyor. Ona göre bir ürün piyasaya sürüldüğünde gelişim durmalı, birkaç sene boyunca o sınıfta yeni bir ürün geliştirilmemeli. Ne zaman ki o ürün artık iş görmez olup, millet küfretmeye başlarsa, o zaman firmalar işbaşı yapıp yeni ürünü piyasaya sürmeli. Böylece onun aldığı cici ekran kartı (veya başka bir ürün) uzun süre güncelliğini koruyacak, eskimeyecek. Oh ne ala memleket. Keşke böyle olsa değil mi? Bilgisayarlar oyun konsolu gibi olsa, alınan bilgisayar 3-4 sene yeni kalsa. Peki yeni model çıkınca ne olacak? Bunu düşünen yok. Devrimsel gelişimin sonucu olarak öyle büyük bir değişim olacak ki, bilgisayar komple işlevsiz kalacak. Devrimi desteklerken sancısını da unutmamak gerekli.

Çoğu büyük firma gibi bilgisayar (ve elektronik) üreticileri de evrimsel gelişimi benimsemiş durumda. Gelişim hiç durmuyor, hele sektörün büyüklerinden neredeyse her gün yeni haberler duyuyoruz. Rekabet var, sürekli yenilik bekleyen kullanıcılar var. Bir ürün yapıp, "bu oldu" diyip birkaç sene oturmak bir firmayı kısa zamanda batırır. Örnek verelim, daha iyi anlarız. ATI firmasının 3000 serisinin bir modeliyle 4000 serisinde aynı fiyatta / sınıfta satılan ürünü arasında fazla performans farkı yoktur. 4000 serisindeki kartla 5000 serisindeki arasında da fazla fark yoktur. Doğru tahmin ettiniz, 6000 serisindeki muadil kart ta 5000 serisindekinden çok daha hızlı olmayacak, fark küçük olacak. Peki 3000 serisindeki kartla 6000 serisindekini bir tutabilirmiyiz? Değişim küçük adımlarla ilerledi, hissedilmedi diye gelişimi komple olmamış sayabilirmiyiz? Bunu söylemek cehalet ve aptallık olur.

Değinmek istediğim bir diğer nokta da performans haricindeki faktörler. Gelişim sadece performansta değil, pek çok alanda yaşanıyor. Üretim sürecindeki gelişim sayesinde bilgisayar bileşenlerinin verimliliği artıyor. Aynı performansı almak için tüketilen güç her üründe daha da düşük oluyor. Güç tüketiminin düşmesi ısı üretimini de etkiliyor. Eskiden kocaman fanlarla soğutulan ekran kartlarıyla aynı performansı veren modern kartlar pasif soğutmayla yetinebiliyor. En önemli gelişim de üretim maliyetlerinde yaşanıyor. Aynı performansı almak için her seferinde daha az para veriyoruz.

Şimdi siz "Madem güç tüketimi, ısı üretimi ve fiyat düşüyor, neden daha güçlü güç kaynakları ve daha büyük soğutucular almak zorunda kalıyoruz, neden maliyet düşüşlerinden etkilenmiyoruz?" diyebilirsiniz. Donanım ürünleri geliştikçe yazılım ürünleri de daha fazla performans istiyor, bu yüzden bugünün orta sınıf ekran kartıyla dünün orta sınıf ekran kartı aynı keyfi veriyor. Hesaplama gücü artmış, oyunların grafikleri de daha detaylı olmuş, birbirlerini dengelemişler. O arada ısı üretimi de artmış, ama oranlandığında hesaplama gücünün daha fazla arttığı görülüyor, yani ısı verimliliği geliştirilmiş. Bugünün orta seviye ekran kartı dünün üst seviye kartının hesaplama gücüne sahip, ama yarı fiyatına satılıyor. Yarın çıkacak olan alt seviye kartlar da şimdiki orta seviye ekran kartıyla aynı güce sahip olacak, hem de fiyatı daha ucuz olacak. Performans artmış, fiyat düşmüş. Şikayet edilecek bir durum yok.

Teknolojide evrimsel gelişim sayesinde teknolojik ürünler her gün değişen dünyaya ayak uydurabiliyorlar. Tabii ki her çıkan yeni modeli almamız gerekmiyor, ama gelişime karşı koymak ta saçma geliyor. Sırf bir adamın yorumunun üzerine bunları yazdığımı sanmayın. O adam bir sürünün içinde bir tane, onun gibi çok var. İnsanlar gelişimi, değişimi kabullenemiyor. İstiyorlar ki dünya onlara göre sabitlensin, onlar istemedikçe zaman akmasın, gelişim onların keyfine göre olsun. İnsanlar akıllı telefonlardan bahsederken 100 liraya aldığı telefonun süper olduğunu söyleyen adamlar, işlemci haberlerinin altına "o kadar çekirdeği ne yapacaksınız?" diyen adamlar, yeni laptop modelleri tanıtılırken "netbook herşeye yetiyor vallaha da billaha da" diyen adamlar hep aynı cemaatten. Statükoculuk kişilerin gelişimi kabullenmesini engelliyor, onları yeni olan şeylere karşı düşmanca tavır almaya sevkediyor. Evet, tüketim manyağı olmak iyi değil, ama gelişime kapalı olmak hiç iyi değil.

3 yorum:

  1. Evrim safsatadır. Devrim de gominis işidir. :D

    YanıtlaSil
  2. Bir de çevrim var; ulemadan gelecek cevaba göre ona da bir kulp takacam. :D

    YanıtlaSil
  3. Çevrimin adı üstünde işte, çevir kazı yanmasın...

    YanıtlaSil