7 Haziran 2009 Pazar

Kaptanın seyir defteri - Güneydoğu Anadolu

Bağlantı sorunları nedeniyle sık sık yazamadığım için son birkaç gündür gezdiğim bazı illerle ilgili fikirlerimi toplu olarak yazmaya karar verdim. Bu iller bazı bakımlardan birbirlerine benzerken bazı bakımlardan da çok farklılar.
  • Adana ve Antep bu bölgede diğer şehirlere nazaran büyüklük ve gelişmişlik olarak daha ilerideler. Benim gibi büyük şehirde yaşamaya alışkın biriyseniz küçük vilayetlerde sıkılmanız normaldir. Bu şehirlerde bunu yaşamanız zor. Ben hiç sıkılmadım bu şehirlerde.
  • Maraş'lılar "göndermek" veya "yollamak" kelimeleri yerine "salmak" kelimesini kullanıyorlar. Yani adam telefonda "ben sana bir çek saldım sen de hesaptan düşersin" gibi şeyler söylüyor. Demek ki Maraş şivesiyle tasarlanmış bir outlook programı olsa gönder yerine sal, ileti yerine saldı veya salıntı yazacak. Bu arada Maraş'ın dondurması gerçekten güzel. Baklavayla birlikte yemenizi öneririm.
  • Maraş halkı genelde tutucu. Bu bir suç değil tabii ki ama insan arada farklı birşeyler de görmek istiyor. Nereye gitsek ya çember sakal, ya şalvar. Azıcık kafası çalışanı Zaman okuyor, çalışmayanlar Yeni Şafak veya Vakit okuyor.
  • Diyarbakır güzel bir şehir. Şehirde neredeyse herşey karpuzla ilgili. Eğer yolunuz düşerse Tabier isimli pideciye gitmenizi öneririm. Pidesi ve lahmacunu harika, ayrıca her tür kebap ve tencere yemekleri de mevcut. Diyarbakır halkı İstanbul'daki Diyarbakır'lılardan oldukça farklı.
  • Adana'nın kebabı, Antep'in lahmacunu çok güzel. Yemeden geçmeyin. Bizim oralarda senelerce bizi kandırmışlar. Bizim yediklerimiz lahmacun değilmiş. Tatlısı zaten güzel Antep'in ama lahmacunu da harika.
  • Urfa'nın halkı arap ağırlıklı. Arap deyip geçmeyin, çok kültürlü insanlarla karşılaşmanız olası. Uzaktan yevmiyeli inşaat işçisi gibi duran adamın aslında her yıl birkaç farklı ülkeye giden kültür turizmi meraklısı bir entellektüel olduğu ortaya çıkabiliyor. Şaşırmayın.
Daha yazacak çok şey var ama uzatmanın da manası yok. Aklıma geldikçe aralarda yazarım. Artık dönüş yolundayım, yavaş yavaş İstanbul'a doğru ilerliyorum. Kendi bilgisayarıma ve sağlıklı internet bağlantısına ulaşınca yazılarım da düzene girecek umarım.

1 yorum:

  1. Tabier isimli pideci ilginç geldi.sahibi Fransız olmasın oranın :)

    YanıtlaSil