Bahsettiğim güç beygir gücü değil sayın okur. Ben bilgisayarların işlem gücünden bahsediyorum. Geçtiğimiz yıldan beri teknoloji dünbyasında bir "hafif bilgisayar" rüzgarı esiyor. İster netbook olsun, ister nettop olsun, tüm firmalar bu konuda ürünler duyuruyor. Peki nereden çıktı bu fikir? Niçin herkes eskiden olduğu gibi alabildiği en güçlü bilgisayarı almıyor? Bu insanlar delirmiş mi? Hayır, delirmemişler sayın okurlar. İşte size enine boyuna "hafif bilgisayar" konusu hakkında bilinmesi gerekenler...
Bu fikir eskiden beri vardır aslında. Zamanında Transmeta firması Crusoe isimli bir işlemci çıkarmıştı. Kendi içerisinde bir işletim sistemi bulunduran, yani işlemlerin işlemlerini yapan bir işlemciydi bu. Özelliği de basit işlemleri az güç tüketerek ve az ısınarak yürütmesiydi. Yani günlük ofis işleri ve web gezintilerini halledecek bilgisayarlar için tasarlanmıştı. Maalesef çok başarılı olamadı, hedeflenen satış rakamlarına ulaşamadı. Transmeta firması kapandı, AMD tarafından satın alındı. AMD daha sonra aynı işlemciyi farklı bir isimle piyasaya sürdü. Bundan sonra hafif işlemci projeleri bir süre ortalarda gözükmedi.
Bir zamanlar AMD ve Intel için anakart üreten VIA firması iflasın eşiğinde olan işlemci üreticisi Cyrix'i satın alıp işlemci üretimine başladı. Tayvan'lılar akıllı olur, VIA'da akıllılık etti ve Intel ve AMD ile rekabete girmedi. Onların pek ilgilenmediği düşük tüketimli hafif işlemci sektörüne yoğunlaştı. Her ne kadar evlerimize pek giremeseler de VIA'nın düşük tüketimli işlemcileri atm makinalarından bilet kontrol cihazlarına kadar fazla işlem gücü gerektirmeyen pek çok cihazda kullanıldı.
Tüm bu gelişmeler son kullanıcı tarafından pek hissedilmeden oldu bitti, bizim hayatımızda bir değişiklik olmadı. Biz yine standart Intel-AMD işlemcileri kullanmaya devam ettik. Tabi Atom duyurulana kadar... Intel Atom işlemcisini duyurdu. Aynı dönemde VIA da Nano işlemcisini piyasaya süreceğini açıkladı ve teknoloji dünyasında yeni br dönem başladı. O zamana kadar düşük güç tüketimli pek çok işlemci üretilmişti. Hatta bazıları piyasada halen satılmaktaydı, ama Atom ve Nano başkaydı. Özellikle Atom birden parladı. Ucuz ve basit olan bu işlemciler emeklilik yolundaki Windows XP'yi veya kendisi için özel tasarlanmış basit Linux sürümlerini çok rahat çalıştırmaktaydı. Üstelik fazla ısınmıyordu bu işlemciler, küçük sistemler için çok uygundular. Bu fırsatı kaçırmayan Tayvanlı Asus firması 7" ekranlı, SSD diskli ufacık bir bilgisayar duyurdu. Bir de milleti sevindirecek bir haber verdi, bu bilgisayarlar 200$ fiyatla satılacaktı. Ama rakipler de boş durmadı...
Ardı ardına gelen duyurular Asus'un bu piyasada rahat bırakılmayacağını gösterdi. İlk başta çok önemsenmeyen bu sektör tek firmaya bırakılmayacak kadar büyüktü. Önce Acer çıktı, ardından MSI, Dell, HP sıra sıra döküldüler. İşte "netbook" kavramı doğmuştu. Küçük ve hafif olan bu "laptop yavrusu" cihazlar uzun pil ömrüyle kullanışlılık abidesi haline gelmişti. Evet, işlemci ve ekran kartları çok zayıftı, karmaşık işlemler için müsait değillerdi ama zaten çoğu kullanıcı bilgisayarı sadece ofis işlemleri ve internet uygulamaları için kullandığından bu bir sorun değildi.
Bir de bunun üzerine "nettop" diye bir tür belirdi piyasada. Yukarıda bahsettiğim netbook türü bilgisayarın masaüstü versiyonu... Ekransız satılır, ekranı siz ayrı olarak alır bağlarsınız. Adsl modeminizden az daha büyük olan bu cihazlar ofisler için oldukça ideal gibi geldi bana. Tüketim düşük, maliyet çok aşağıda, bir ofiste yapılacak her işlem için de yeterli. E siz de bir zahmet veritabanı işleminizi başka bir bilgisayarda yapın. Yazık el kadar alete...
Ben de bu okuduğunuz yazıyı bir netbookta yazıyorum. Tüm gün kullanıyorum bu cihazı ve işle ilgili herşeyimi ona emanet ediyorum. Hiçbir sıkıntım yok, yazışmalardan ofis işlemlerine kadar herşeyin üstesinden rahatlıkla geliyor. Benim kullandığım ilk nesil sayılır, 10" ekranlı ve 1.6ghz Atom işlemcili sade bir netbook. Tabi netbooklar hep böyle kalmayacak. Intel çift çekirdekli Atom işlemcisini duyuralı çok oldu. Önce nettoplarda göründü, yakında netbookların içerisinde gelecek. Bununla birlikte Intel Atom işlemcisi için yeni anakartını da piyasaya sürdü. Bu yen anakart hem performansı arttırıyor hem de güç tüketimini düşürüyor. Asıl bomba haber Nvidia'dan geldi. Fuarda etiketinde "ION" yazan küçük siyah bir kutu sergilediler ve bilişim dünyası gerçekten şaşırdı. Aslında bu beklenen, daha doğrusu istenen birşeydi. Atom güzel işlemci ama pek çok eksikleri var. İşte bu Ion platformu Atom işlemcisinin eksiklerini kapatıyor. Çift kanal bellek kontrolcüsü, HD video hızlandırma destekli dahili ekran kartı, bir de üstüne Nvidia'nın düzenli sürücü güncellemeleri... Bence artık Atom'u kimse tutamaz. Pazar payı her geçen gün daha da artacak, herkes ihtiyacı kadar güç satın alacak. İnsanlar sadece msn'de muhabbet etmek için 1000$ ve üstü para verip külçe gibi laptoplar almayacaklar. Devir ekonomi devri ne de olsa...
Bu fikir eskiden beri vardır aslında. Zamanında Transmeta firması Crusoe isimli bir işlemci çıkarmıştı. Kendi içerisinde bir işletim sistemi bulunduran, yani işlemlerin işlemlerini yapan bir işlemciydi bu. Özelliği de basit işlemleri az güç tüketerek ve az ısınarak yürütmesiydi. Yani günlük ofis işleri ve web gezintilerini halledecek bilgisayarlar için tasarlanmıştı. Maalesef çok başarılı olamadı, hedeflenen satış rakamlarına ulaşamadı. Transmeta firması kapandı, AMD tarafından satın alındı. AMD daha sonra aynı işlemciyi farklı bir isimle piyasaya sürdü. Bundan sonra hafif işlemci projeleri bir süre ortalarda gözükmedi.
Bir zamanlar AMD ve Intel için anakart üreten VIA firması iflasın eşiğinde olan işlemci üreticisi Cyrix'i satın alıp işlemci üretimine başladı. Tayvan'lılar akıllı olur, VIA'da akıllılık etti ve Intel ve AMD ile rekabete girmedi. Onların pek ilgilenmediği düşük tüketimli hafif işlemci sektörüne yoğunlaştı. Her ne kadar evlerimize pek giremeseler de VIA'nın düşük tüketimli işlemcileri atm makinalarından bilet kontrol cihazlarına kadar fazla işlem gücü gerektirmeyen pek çok cihazda kullanıldı.
Tüm bu gelişmeler son kullanıcı tarafından pek hissedilmeden oldu bitti, bizim hayatımızda bir değişiklik olmadı. Biz yine standart Intel-AMD işlemcileri kullanmaya devam ettik. Tabi Atom duyurulana kadar... Intel Atom işlemcisini duyurdu. Aynı dönemde VIA da Nano işlemcisini piyasaya süreceğini açıkladı ve teknoloji dünyasında yeni br dönem başladı. O zamana kadar düşük güç tüketimli pek çok işlemci üretilmişti. Hatta bazıları piyasada halen satılmaktaydı, ama Atom ve Nano başkaydı. Özellikle Atom birden parladı. Ucuz ve basit olan bu işlemciler emeklilik yolundaki Windows XP'yi veya kendisi için özel tasarlanmış basit Linux sürümlerini çok rahat çalıştırmaktaydı. Üstelik fazla ısınmıyordu bu işlemciler, küçük sistemler için çok uygundular. Bu fırsatı kaçırmayan Tayvanlı Asus firması 7" ekranlı, SSD diskli ufacık bir bilgisayar duyurdu. Bir de milleti sevindirecek bir haber verdi, bu bilgisayarlar 200$ fiyatla satılacaktı. Ama rakipler de boş durmadı...
Ardı ardına gelen duyurular Asus'un bu piyasada rahat bırakılmayacağını gösterdi. İlk başta çok önemsenmeyen bu sektör tek firmaya bırakılmayacak kadar büyüktü. Önce Acer çıktı, ardından MSI, Dell, HP sıra sıra döküldüler. İşte "netbook" kavramı doğmuştu. Küçük ve hafif olan bu "laptop yavrusu" cihazlar uzun pil ömrüyle kullanışlılık abidesi haline gelmişti. Evet, işlemci ve ekran kartları çok zayıftı, karmaşık işlemler için müsait değillerdi ama zaten çoğu kullanıcı bilgisayarı sadece ofis işlemleri ve internet uygulamaları için kullandığından bu bir sorun değildi.
Bir de bunun üzerine "nettop" diye bir tür belirdi piyasada. Yukarıda bahsettiğim netbook türü bilgisayarın masaüstü versiyonu... Ekransız satılır, ekranı siz ayrı olarak alır bağlarsınız. Adsl modeminizden az daha büyük olan bu cihazlar ofisler için oldukça ideal gibi geldi bana. Tüketim düşük, maliyet çok aşağıda, bir ofiste yapılacak her işlem için de yeterli. E siz de bir zahmet veritabanı işleminizi başka bir bilgisayarda yapın. Yazık el kadar alete...
Ben de bu okuduğunuz yazıyı bir netbookta yazıyorum. Tüm gün kullanıyorum bu cihazı ve işle ilgili herşeyimi ona emanet ediyorum. Hiçbir sıkıntım yok, yazışmalardan ofis işlemlerine kadar herşeyin üstesinden rahatlıkla geliyor. Benim kullandığım ilk nesil sayılır, 10" ekranlı ve 1.6ghz Atom işlemcili sade bir netbook. Tabi netbooklar hep böyle kalmayacak. Intel çift çekirdekli Atom işlemcisini duyuralı çok oldu. Önce nettoplarda göründü, yakında netbookların içerisinde gelecek. Bununla birlikte Intel Atom işlemcisi için yeni anakartını da piyasaya sürdü. Bu yen anakart hem performansı arttırıyor hem de güç tüketimini düşürüyor. Asıl bomba haber Nvidia'dan geldi. Fuarda etiketinde "ION" yazan küçük siyah bir kutu sergilediler ve bilişim dünyası gerçekten şaşırdı. Aslında bu beklenen, daha doğrusu istenen birşeydi. Atom güzel işlemci ama pek çok eksikleri var. İşte bu Ion platformu Atom işlemcisinin eksiklerini kapatıyor. Çift kanal bellek kontrolcüsü, HD video hızlandırma destekli dahili ekran kartı, bir de üstüne Nvidia'nın düzenli sürücü güncellemeleri... Bence artık Atom'u kimse tutamaz. Pazar payı her geçen gün daha da artacak, herkes ihtiyacı kadar güç satın alacak. İnsanlar sadece msn'de muhabbet etmek için 1000$ ve üstü para verip külçe gibi laptoplar almayacaklar. Devir ekonomi devri ne de olsa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder