29 Temmuz 2012 Pazar

Amazon Kindle Touch incelemesi

Uzun süredir inceleme yazısı yazmıyordum. Aslında incelenecek şey çok etrafımda, ama benim tembelliğim ve vakit darlığım nedeniyle olmuyordu. Bu sefer tembelliğimi yendim, biraz vakit yarattım ve birşeyler inceledim. Bu yazıda sizlere Amazon'un e-kitap okuyucusu Kindle Touch'tan bahsedeceğim.



Üstteki, alttaki ve bu sayfadaki tüm resimlerde türlü hallerde gördüğünüz Amazon Kindle Touch internet üzerinden kitap ve her türlü şey satan Amazon'un Kindle ailesindeki iki dokunmatik cihazdan biri. Diğeri de Kindle Fire, ama o daha çok tablet olarak kullanılıyor. Kindle Touch ise safkan bir e-kitap okuyucu. Kindle Touch'ın kendi içinde iki versiyonu var. Benim incelediğim, bizzat da sahip olduğum ve kullandığım ürün reklamlı versiyon. Reklam kelimesi geçince hemen irkilmeyin, öyle reklamlı uygulamalarda olduğu gibi zırt pırt önünüze reklam çıkmıyor. Amazon reklamları çok güzel yerleştirmiş. Sadece cihaz kapalıyken (tam sayfa) ve ana menüde (altta küçük bir kısım) reklam çıkıyor. Kitap okurken reklam gösterilmiyor. Bu reklamların türünü cihazın bağlandığı Amazon hesabının ayarlarından değiştirmek de mümkün. Ben değiştirmedim, cihazı bana getiren kişi ABD'nin Florida eyaletinde oturduğu ve Amazon hesabımda fatura adresim Florida'da gözüktüğü için cihaz beni bir "Florida sakini" zannederek bana Miami'deki dil kurslarının reklamlarını gösteriyor mesela.



Bu da cihazın arka kısmı. Üst tarafa yakın kocaman bir "Kindle" yazısı var, aşağıda da cihazın uyumlu olduğu endüstriyel standartlarla ilgili bilgiler mevcut. Buradaki küçük yazılara göre cihazımız Çin'de üretilmiş. Başka türlüsünü de beklemiyorduk zaten. En alt kısımda dock ünitesinde şarj olabilmesi için temas noktaları ve hoparlör ızgaraları var. Hoparlörler biraz güçsüz, sadece sessiz ortamlarda duyuluyorlar. Kullanışlı değiller, ama hiç yoktan iyidir tabi.



Bu da Kindle Touch'ın alt kısmı. Tüm atraksiyon burada olduğu için size sadece alt kısmı göstereceğim. Cihazın yanlarında veya üst kısmında hiçbir tuş veya bağlantı noktası yok. Herşey alt kısımda toplanmış. Altta sizin de ilk görüşte tanıyacağınız Micro-USB girişi var. Şarj ve bilgisayar bağlantısı bu giriş üzerinden gerçekleşiyor. Özel tipte kablo kullanılmaması ve artık standart haline gelmiş Micro-USB bağlantısının tercih edilmesi iyi olmuş. Artık neredeyse her cihaz bu bağlantı tipini kullanıyor, dışarıda kablo veya şarj cihazı bulmak zor olmayacaktır. USB bağlantısı haricinde alt kısımda bir 3.5mm kulaklık çıkışı, bir LED ışık ve açma - kapama tuşu mevcut. Bunların ne olduklarını açıklamama gerek yok sanırım. Aktivite ışığı sadece açılma - kapanma sırasında ve şarj esnasında yanıyor.



Ön kısımdan bahsedecekken reklamlı versiyon meselesine dalmışım, ön kısmın detaylarını atlamışım. Cihaz oldukça sade tasarlanmış, bunu arka kısımda zaten görmüştük. Ön kısım da aynı sadelikte. Genel görünüm olarak tablet bilgisayarlara benzeyen Kindle Touch'ın ön kısmının çoğunu ekran kaplıyor. Ekranın altında ilginç şekilli bir "ana menüye dönme" tuşu var. iOS ve Android kullanan cihazlarda sıklıkla gördüğümüz bu tuşa basıldığında cihazın ana ekranına dönülüyor. Ana ekran tıpkı bu fotoğrafta gördüğünüz gibi. Kindle Touch'ın arayüzü web tarayıcı tabanlıymış gibi duruyor. Teknik detayları bilmiyorum, ama ana ekranın üst kısmındaki araç çubuğu bile web tarayıcıları andırıyor. Tıklanabilecek şeyler de tıpkı bir web sayfasındaki bağlantılar gibi alt çizgili görünüyor. Menü gayet sade ve kullanışlı. Son eklenen kitaplar hep en üstte gözüküyor.



Ana sayfada sağ üst köşedeki "Menu" tuşuna basıldığında seçenekler menüsüne ulaşıyoruz. Üstte gördüğünüz gibi cihazın tüm ayarlarına ve ekstra özelliklerine buradan ulaşmak mümkün. Bu menü tuşu cihazın heryerinde mevcut, ama bulunulan sayfaya göre menünün içeriği değişiyor. Kitap okurken menüye girildiğinde tamamen farklı seçenekler çıkıyor karşımıza.



İşte bu da kitap okuma sayfasına bir örnek. Sayfayı yeni açtığım için üst kısımda pil durumu gibi şeyler gösteriliyor. Normalde onlar da yok, sadece kitabın o an okuduğumuz sayfası var. Sayfanın ortasına veya sağına dokunduğumuzda bir sonraki sayfaya geçiyor, benzer şekilde soluna dokunduğumuzda da bir önceki sayfaya dönüyor. Üst kısma dokunulduğunda menü tuşu ve arama satırı gözüküyor. Buradan kitaptaki herhangi bir sayfaya doğrudan atlamak, not eklemek veya işaret koymak mümkün. Ayrıca sesli okuma özelliği (text-to-speach) de buradan açılıyor. Kadın ve erkek sesleri tercih edilebiliyor. Sesli okuma özelliği gayet başarılı, ama maalesef Türkçe kitapları desteklemiyor.



Türkçe demişken, Amazon Kindle Touch'ın Türkçe kitaplarla nasıl anlaştığına da değinelim. Kindle Touch ile Türkçe kitaplar çok iyi anlaşıyorlar. Cihaz Türkçe kitaplara hiç ayrımcılık yapmıyor, onlara tıpkı İngiliz asıllı kardeşlerine davrandığı gibi iyi davranıyor. Ç olsun, Ş olsun, Ğ olsun hepsi gayet güzel gösteriliyor. Yalnız bir detaya dikkat çekmek istiyorum: Kindle Türkçe harflerle tam uyumlu olsa da kodlama sorunları çıkabiliyor. Mesela bazı kitaplarda sorunsuzca gösterdiği harfleri başka bir kitapta doğru gösteremeyebiliyor. Bu Kindle'ın sıkıntısı değil, doküman kodlamasının sıkıntısı. Bu durum Türkçe harflere özgü de değil. Mesela Amazon'un kendisinden indirdiğim, cihaza %100 uyumlu olan Sherlock Holmes kitaplarında da İngiliz para birimi olan sterlin sembolünü (£) yanlış gösterdi. Ara sıra kullanılan özel bir sembolde hata yapılması çok önemli değil, ama bazı harflerin kitap boyunca yanlış gösterilmesi (veya gösterilmemesi) can sıkıcı olabiliyor. Bu durumda Calibre gibi bir yazılımla kitabı yeniden kodlamak sorunu çözecektir.



Kindle Touch'ın çok hoşuma giden bir özelliği var: İçinde kendi İngilizce'den İngilizce'ye sözlüğüyle geliyor. "The New Oxford American Dictionary" isimli bu sözlük gayet kullanışlı ve yeterli. Kitap okurken herhangi bir kelimeye birkaç saniye boyunca dokunulduğunda üstte görüldüğü gibi küçük bir pencerede sözcüğün İngilizce açıklaması görünüyor. Bu pencereden sözcüğün tam açıklamasına gitmek veya Wikipedia tanımına ulaşmak da mümkün. Tabi Wikipedia seçeneği internet bağlantısı gerektiriyor. Neticede, bilinmeyen bir kelimeyle karşılaşınca afallayıp kalınmıyor yani, cihazı elden bırakmadan veya farklı sayfalara geçmeden tanımına ulaşılıyor. Kindle'a farklı sözlükler (mesela İngilizce - Türkçe sözlük gibi) yüklemek de mümkün, ama ekstra sözlüklerin işe yarar olanları genelde ücretli. Ücretsiz sözlükler çoğunlukla özel durumlarda kullanılacak "niş" sözlükler. Tabi ücretli olan sözlüğü ücretsiz yüklemek de mümkün, ama bu birazcık yasa dışı oluyor.



İnternet bağlantısı dedim, değil mi? Kindle Touch'ın "deneysel" bir internet tarayıcısı var. Deneysel olmasının sebebi çok fonksiyonel olmaması. Cihazın ekranı yapısı gereği çok düşük tazeleme oranına sahip. Akıcılık denen şey Kindle Touch'ın yakınından bile geçmiyor. Kitap okumak için tasarlanan bir cihazda bu çok önemli değil tabi, ama web tarayıcısında baş ağrıtıcı olabiliyor. Cihazın işlem gücü zaten düşük, çoğu web sayfasında bile zorlanıyor. Bir de sayfayı kaydırmak, veya yakınlaştırmak / uzaklaştırmak istendiğinde hepten afallayabiliyor. Tarayıcı yazılımsal olarak gayet başarılı aslında, WebKit motoru kullanıyor. Sorun donanımda, daha doğrusu donanımın "akıcı internet deneyimi" için tasarlanmamış olmasında. Amazon bu sıkıntılar yüzünden web tarayıcıyı Kindle Touch'ın özellik listesine "resmen" dahil etmemiş. Tarayıcıya ve MP3 çalma fonksiyonuna "Experimental" menüsünden ulaşılıyor. MP3 çalma fonksiyonunun ayrıca anlatılacak bir tarafı yok zaten. Dosyayı seçiyorsunuz, o da çalıyor işte.



Kindle'ın web tarayıcısı bana biraz gereksiz göründü. Şöyle ki, Kindle kullanacak kadar teknolojiyle içli dışlı olan birinin zaten cebinde en kötüsünden de olsa bir akıllı telefon vardır. Son 2-3 yıl içinde piyasaya çıkmış herhangi bir telefonla internete girmek Kindle ile girmekten çok daha pratik (ve tabi renkli) olacaktır. Kindle'ın tarayıcısıyla ilgili dikkatimi çeken bir diğer detay da çoğu site tarafından mobil tarayıcı olarak algılanmaması. Bu yüzden siteleri bilgisayarda göründükleri gibi açmaya çalışıyor. Artık çoğu sitenin mobil aygıt tarayıcıları için özelleştirilmiş basit mobil arayüzleri var. Tabi o arayüze erişmek için sunucu yazılımının bağlanan tarayıcıyı tanıması gerekiyor. Kindle'ın tarayıcısı da tanınmadığı için Internet Explorer muamelesi görüyor. Yavaşlığın bir sebebi de bu zaten, sitelerin mobil versiyonlarını açsa bu kadar zorlanmazdı. Kindle Touch internete WiFi üzerinden bağlanıyor. Sadece tarayıcı özelliği kullanmıyor WiFi bağlantısını, cihazın kendisi de ara sıra Amazon sunucularıyla bağlantı kurup kendini senkronize ediyor. Mesela bilgisayardan Kindle ile eşleştirmiş olduğunuz Amazon hesabına bir e-kitap aldığınızda kitap anında Kindle kütüphanesine geliyor. Ayrıca kitabı indirip Kindle'a atmaya gerek kalmıyor.

Unutmadan söyleyeyim: Kindle Touch'ın bir de 3G'li versiyonu var. Bu 3G çalışma prensibi cep telefonlarında gördüğümüzle aynı olsa da biraz farklı bir özellik. Şöyle ki; Amazon 3G hizmetini kendi veriyor. Cihazda (3G'li versiyonda) SIM kart yuvası yok. Bu yüzden Kindle'ın 3G sistemi sadece ABD'de (ve belki Amazon'un iyi anlaştığı birkaç diğer ülkede) çalışıyor. Olur da almaya niyetlenirseniz "almışken iyisi olsun, bol fonksiyonlusu olsun" diye 3G versiyonunu almayın. Boşa para vermiş olursunuz, cihazdaki 3G özelliği hiçbir işinize yaramaz.



Bu inceleme biraz tepe taklak oldu. Acemilikten olsa gerek, "şundan da bahsedeyim, bunu da söyleyeyim" gazıyla cihazın fonksiyonlarına daldım ama Kindle Touch'ın temel özelliklerinden bahsetmedim. Bunları yazının başında söylemem gerekiyordu aslında. Şimdi yukarıya eklesem yazının bütünlüğü bozulacak, o yüzden buraya yazıyorum. Kindle Touch "e-ink" denilen elektronik mürekkep teknolojisine sahip bir ekran kullanıyor. Bu ekran bildiğiniz, gördüğünüz LCD ekranlardan çok farklı. Bir kere, ekranın aydınlatma özelliği yok. Karanlıkta okuyamıyorsunuz. Gece ışıkları kapatıp yatarak kitap okumak gibi bir zevkiniz varsa tıpkı normal kitapları okurken yaptığınız gibi baş ucu lambanızı yakmanız gerekiyor. Işıklı kılıflar mevcut, ama biraz pahalılar maalesef. Ekranın ışıklandırmasız olması, yani arkadan ışık vermemesi iyi birşey aslında. Kindle gözü hiç yormuyor. Saatlerce kesintisiz okusanız bile ışıldayan ekranlardaki göz yorgunluğu olmuyor. Ekranın arka planı da tam beyaz değil, saman kağıt tarzı hafif bej - gri renkte. Bu da gözün yorulmasını engelleyen bir faktör, ayrıca bazı araştırmalara göre saman kağıda basılı şeyleri okurken insanlar okuduklarına daha iyi konsantre olabiliyorlarmış. Araştırmacılar diyor, ben böyle birşey farketmedim. Neyse, ekran 6" (15cm) büyüklüğe ve 600x800 piksel çözünürlüğe sahip. Siyah, beyaz ve gri tonlarını (16 ton) gösteriyor. Renkli olmadığı için resim gösterse bile LCD ekranlar kadar başarılı değil, ama yine de gri tonlar sayesinde neredeyse gazetelerin siyah-beyaz sayfaları kalitesinde resim gösterebiliyor.

Kindle'ın sevdiğim bir diğer yanı da ekranının mat olması. Güneş altında okurken gözünüze ışık yansımıyor. Bazı diğer e-kitap okuyucularda bulunmayan "font yumuşatma" özelliği Kindle'da mevcut. Bu sayede ekranda piksel görmüyoruz. Sanki kağıda basılmış bir metin gibi görünüyor herşey. Hani birşey kağıda basıldığında mürekkep kağıda hafifçe dağılır, köşeler aşırı keskin olmaz ve piksellenme gözükmez ya, işte Kindle'daki görüntü de aynen öyle. Bu özelliğin faydasını diğer e-kitap okuyucuları kurcalayınca daha iyi anlıyor insan. Ekranın aşırı yavaş tazeleme hızından bahsetmiştim. Bu yüzden sayfa kaydırma gibi şeyler akıcı değil. Kindle'ın ekranının tek ilginç yanı e-ink (veya kimilerine göre e-paper) teknolojisi değil. Ekranın dokunmatik özelliği alıştığımız gibi kapasitif veya rezistif üst panellerle sağlanmıyor. Kindle'ın ekranı "kızıl ötesi dokunmatik" tipte. Ekran çerçevesinin her tarafına yerleştirilmiş kızıl ötesi vericiler ve sensörler gözle görülmeyen bir ışıkla örtüyorlar ekranı. Herhangi birşeyle ekrana dokunulduğunda ışık kesiliyor, böylece cihaz dokunulduğunu farkediyor. Bu teknolojinin güzel tarafı çok hassas olması ve dokunan şeyi seçmemesi. Parmağınızla, tırnağınızla, burnunuzla, kulağınızla veya elinizdeki kalemle dokunabilirsiniz. Çoklu dokunma ve modern dokunmatik cihazlarda gördüğümüz parmakları açıp kapatarak yakınlaşma - uzaklaşma özellikleri de destekleniyor. Bu kızıl ötesi ekranın dezavantajı da fazla hassas olması. Ekran kirlenirse sapıtabiliyor, üzerine sinek konarsa dokunulduğunu zannedebiliyor, yanlışlıkla elinizi fazla yaklaştırsanız sayfa geçebiliyor. Herşeyin fazlası zarar, hassasiyetin bile. Hazırladığım kısa videoda hem bu sayfa geçişlerini, hem ekran hassasiyetini, hem de yukarıda bahsettiğim bazı diğer özellikleri görebilirsiniz. Çok iyi bir video olmasa da yeterince açıklayıcı olduğunu düşünüyorum.



Amazon Kindle Touch çantaya kolayca sığan bir cihaz. Boyu 172mm, genişliği de 120mm. Kalınlığı sadece 10mm olan Kindle'ın ağırlığı ise sadece 213 gram. Ebatları neredeyse küçük tabletler kadar olsa da kendisi oldukça hafif. Bu hafiflikte en büyük pay bataryasında tabi. E-ink ekranların en büyük avantajı düşük pil tüketimi. Cihazın donanımı da tasarruflu olduğu için Kindle'a ufak bir pil (1,420mAh) yetiyor. WiFi bağlantısı kapalı tutulduğunda Kindle'ın şarjı iki ay dayanabiliyor. Eğer WiFi açık olursa (benim kullandığım gibi yani) 15-20 gün boyunca şarj cihazına bağlanmadan kullanılabiliyor. Bu çok güzel birşey, çünkü aynı şekilde bir tabletle kitap okumak istesem büyük ihtimalle 2-3 günde bir şarj etmem gerekecekti. Kindle bu konuda oldukça başarılı.

Cihazın içinde 800MHz hızında ARM Cortex-A8 işlemci ve 256MB büyüklüğünde sistem belleği mevcut. İşlemci piyasada satılan orta ve alt sınıf (aslında sadece alt sınıf ama hala orta sınıf olduğunu iddia edip bu işlemciyi kullanan cihazlar var) akıllı telefonlarda ve tabletlerde de kullanılan bir işlemci. Performansı böyle bir cihaz için gayet yeterli. Web tarayıcısının hımbıllığının daha çok 256MB belleğin yetersizliği yüzünden olduğunu düşünüyorum. O işlemciye sahip tabletler sayfaları daha hızlı açıyorlar, ama onların bellekleri daha fazla.

Kindle Touch'ın içinde flash tipinde 4GB depolama alanı var. Bunun bizim kullanımımıza sunulan kısmı 3.2GB civarında. Geri kalanını sistem yazılımı işgal etmiş. Çok büyük bir alan olmasa da cihazın temel işlevi olan kitaplar için gayet yeterli. Sonuçta bir kitap ortalama 1MB civarı yer kaplıyor. Şu halde Kindle'ın içine binlerce kitap sığdırmak mümkün. Harici hafıza kartı yuvası yok, bu yüzden bu kapasite arttırılamıyor. Kendinden geçip Kindle'ı başka amaçlar için (mesela MP3 dinlemek için) kullanacak olanlara 3.2GB dar gelebilir. Normal (kendinden geçmemiş olan) kullanıcılar ise bu kapasiteyle gayet mutlu olacaktır.

Amazon Kindle ailesi AZW (Amazon'un kendi e-kitap formatı), TXT, PDF, Audible (sesli kitap formatı), MP3, MOBI (korumasız) ve PRC formatlarını doğrudan, HTNK, E-Pub, DOC, DOCX, JPEG, GIF, PNG ve BMP formatlarını da dönüştürme işlemi sonrasında açabiliyor. Aslında dönüştürme sonrasında açamadığı format yok gibi birşey. Bu konuda çok başarılı olan Calibre isimli bir yazılım var. Ücretsiz olan bu yazılım her tür e-kitap formatını birbirine dönüştürebiliyor. Ülkemizde de bazı sitelerde e-kitap satılıyor. Buralardan alacağınız kitaplar büyük ihtimalle Kindle'a uyumsuz olacaktır. İşte bu durumda Calibre devreye giriyor ve kitabı birkaç saniyede Kindle'ın anlayacağı şekle sokuveriyor. Bunlardan bahsetmişken bir konuya değineyim: Amazon'un dediğine göre yazılmasının üzerinden 100 yıl geçen kitaplardan telif hakkı talep edilmiyormuş. Bu yüzden binlerce klasik kitabı ücretsiz olarak Kindle'a indirebiliyorsunuz. Mesela ben polisiye hikayeleri seven biri olarak Sherlock Holmes'un bütün kitaplarını tek kuruş ödemeden, hem de Amazon üzerinden aldım. Sadece Amazon yapmıyor bunu, telif hakkı olmayan (yazarı telif istemeyen veya 100 yıldan eski) kitaplarla dolu online kütüphaneler var. Klasikleri sevenler için tam bir hazine yani.



Biraz fazla uzattığımın farkındayım. Kutu içeriğinden de bahsedip toparlayacağım. Kindle'ın kutusunun içinden neredeyse hiçbirşey çıkmıyor. Zaten çıkması da gerekmiyor. Kutu yukarıda da gördüğünüz gibi saman kağıttan yapılmış, iç kısımda cihazı sabit tutan strafordan yapılma bir bölüm var. Cihazı kaldırınca altından USB bağlantı kablosu çıkıyor. Herhangi bir yazılım CD'si filan yok, zaten Kindle'ı bilgisayara bağlamak için yazılım da gerekmiyor. Bilgisayar Kindle'ı harici disk olarak görüyor. İstediğiniz dosyayı Windows gezgini veya herhangi bir dosya yöneticisiyle Kindle'ın içine atıyorsunuz, o kadar. Kutunun üst kapağındaki cep şeklindeki bölmeye Kindle'ın temel tuşlarını anlatan bir kart yerleştirilmiş. Hani cihazı alıp da "nereden açılıyor bu meret?" diye merak edenler olursa bu karta bakıp görebiliyor. Bunlar haricinde Kindle'ın kutusu oldukça sade. Kutu konusunu kapatmadan önce bahsetmek istediğim son bir detay var: Kindle sadece internet üzerinden satılıyor ve almak için bir Amazon hesabınızın olması gerekiyor. Amazon aldığınız Kindle'ı size göndermeden önce sizin hesabınızla eşleştiriyor. Cihazı kutudan çıkarttığınızda alet sizin isminizi biliyor yani. Bu güzel bir özellik, ayrıca istediğiniz zaman bu hesap eşleştirmeyi iptal edip cihazı başka bir hesapla eşleştirebiliyorsunuz.


Sonuç olarak; Amazon Kindle Touch güzel bir cihaz. Daha doğrusu, zaten güzel bir fikir olduğuna inandığım e-kitap okuyucuların en iyilerinden biri. Ben cihazı alalı birkaç ay oldu, bir sürü kitabı okuyup bitirdim Kindle'da. Genel olarak memnun kaldım. Memnun kalınmayacak bir tarafı da yok zaten, cihaz söz verdiği şeyi (yani bana kitap okutmayı) eksiksiz yapıyor. Şu noktaya kadar Kindle'ın hep güzel yanlarından bahsettim, web tarayıcısı haricinde pek kötülemedim. Şimdi işin acı kısmına geçiyorum. Amazon bu cihazı sadece internet üzerinden satıyor. Yani dükkandan alınabilecek bir ürün değil. Üstelik, Amazon bu ürünü (ve Kindle Fire hariç diğer Kindle'ları) Türkiye'ye göndermiyor. Anlayacağınız, bu ürünü Türkiye sınırları içinde resmi kanallardan alma şansınız yok. Spot getirip satan yerler var, Gittigidiyor gibi sitelerde de bir sürü kişi Kindle modellerini satıyor, ama fiyatları çok yüksek. Bu incelemeye konu olan Kindle Touch 99$ fiyata sahip. Aynı ürünün reklamsız versiyonu ise 139$'a satılıyor. Türkiye'de fiyatları 300 lira civarında. Hani alınmayacak kadar yüksek değil, ama yurtdışı fiyatının neredeyse iki katı. Peki bu parayı vermeye değer mi? Bence değer. Şöyle ki; Kindle Touch ve diğer Kindle modelleri (hatta diğer e-kitap okuyucular) teknolojik ömrü uzun olan cihazlar. Bir bilgisayar gibi, tablet gibi, veya cep telefonu gibi yeni modeli çıkınca değiştirmek isteyeceğiniz şeyler değiller. Şimdi Amazon bu cihazın yeni modelini çıkartsa, işlemci hızını ikiye katlasa, daha yüksek çözünürlüklü bir ekran koysa benim hiç umurumda olmaz. Bu cihazda kitap okunuyor, cihaz da bu işlevi gayet güzel yerine getiriyor. Belki birkaç ekstra özellik Kindle'ı daha cazip hale getirebilir, ama bu elimdeki cihazı değiştirmek için yeterli sebep olmaz. Bu yüzden Türkiye'den (yüksek olduğunu düşündüğüm) 300 liraya bile alınsa Kindle Touch ödenen paranın hakkını uzun yıllar kullanılarak verecektir. Eğer e-kitap fikri ilginizi çekiyorsa ve bu tür bir cihaz almaya niyetleniyorsanız Kindle Touch'ı mutlaka listenize ekleyin.

3 yorum:

  1. inceleme için teşekkürler. birkaç noktayı düzelteyim. öncelikle usb girişi mini usb diye geçiyor. yine de 2 tür standart girişten diğeri.

    3g'li kindle'lar türkiye'de kullanılabiliyor. edge hızında çektiği söykeniyordu. yine de amazon'un türkiye ile bir anlaşması yok. fazla abartıldığı zaman uyarı geldiği söyleniyor ki bu sizin için de geçerli. zaman içinde sizden florida'da yaşadığınızı ispatlamanız istenebilir.

    son olarak cihazın dokunmatik teknolojisinden de bahsedeyim. farkettiyseniz cihazın ekranı ile çerçevesi arasında ciddi bir kalınlık var. buralarda bir sürü infrared kızılötesi sensör mevcut ve her biri karşısındaki sensör ile haberleşiyor. siz elinizi dokundurduğunuz yerde 4 adet sensörün iletişimini kesiyorsunuz ve böylece kindle nereye dokunduğunuzu algılıyor.

    bunu böyle yapmalarının sebebi de şu. dokunmatik paneller ışığı bir miktar yansıtırlar bu da okuma performansını olumsuz etkiler. kindle'ın ana fonksiyonu okuma olduğu için ekstra dokunmatik panel yok. kindle touch ekranı diğer kindle'larla aynı. bu yöntemin böyle bir avantajı var ama sensörler sürekli çalıştığı için diğer kindle'lara göre pil ömrü konusunda bir dezavantajı vardır muhakkak. bence hangi kindle'ı alsam diye düşünen varsa direk en ucuz, en basit kindle'ı almalarını öneririm. reklamlarda belirttiğiniz gibi rahatsız etmiyor. 79$ en ucuz kindle hem küçük olmasıyla hem ucuz olmasıyla en alınabilir kindle bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Detaylı yorumunuz için teşekkürler. :) USB bağlantısı konusunda iddialıyım, bu bağlantı Micro-USB. Mini-USB bunun biraz daha kalın ama dar olan versiyonuydu. Şuradan ikisini de görerek karşılaştırabilirsiniz:

      http://en.wikipedia.org/wiki/Micro_usb#Mini_and_Micro_connectors

      Ekran konusunda çok detaylı teknik açıklamaya girmek istemedim. Yoksa sadece IR ekranın çalışma prensibini anlatmak için bir paragraf yazmak gerekir. Temelde diğer dokunmatik teknolojilerine göre daha dayanıklı bir çözüm bu. Özellikle banka ATM'lerinde kullanılıyor, normal paneller ATM ekranında her gün yüzlerce kişinin kurcalamasına dayanamazdı. Kindle'da sanırım sizin dediğiniz gibi ışığı kesmemesi için kapasitif panel kullanışmamış, IR ekran tercih edilmiş.

      3G konusunda çok bilgili değilim. Kindle almadan önce ziyaret ettiğim bazı forumlada cihazın 3G özelliğinin sadece Amazon'un anlaşmalı olduğu bazı operatörlerde, yani o operatörlerin bulunduğu ülkelerde çalıştığını, Türkiye'nin de bu ülkelere dahil olmadığını okumuştum. Çok da ilgimi çeken bir özellik olmadığından doğrudan vazgeçmiştim. Açıkçası, şimdi de 3G özelliği olsa pek kullanmazdım.

      Sil
    2. hmm, benim mini usb diye bildiğim micro usb imiş. micro usb'nin mini usb'den daha mini olması da düşündürücü :)

      Sil