30 Mayıs 2009 Cumartesi

Kaptanın seyir defteri - Isparta

Ben şu anda Konya'dayım, Mevlana türbesinin tam karşısındayım. Maalesef Konya'ya dün gece 01.30 sularında geldiğimden, birazdan da Konya şehir merkezini terk edeceğimden bu geniş ilimizle ilgili hiçbirşey yazamayacağım. Bunun yerine oteldeki bağlantı sorunları yüzünden önceki geceyi geçirdiğim ancak hakkında fikirlerimi belirtemediğim Isparta hakkında birşeyler yazacağım.
  • Isparta güzel bir kent, Üniversite bu şehri oldukça geliştirmiş. Ayrıca üniversitesi de gerçekten çok güzel ve modern. (en azından dışarıdan öyle gözüküyor)
  • Üniversitenin ismi şehirdeki pek çok diğer şey gibi "Süleyman Demirel". Etrafta Demirel heykelleri var. Baba memleketinde seviliyor yani. Zaten görünen o ki Isparta'nın yarısını Süleyman Demirel yaptırmış.
  • Isparta insanı çok oyuncu. Nerden anladın derseniz, "cafeler caddesi" diye isimlendirilen, bizim "barlar sokağı" gibi ama daha az alkollü olan bir yere gittim. Pek çok cafe var ama hiçbirisinde insanlar birbirleriyle sohbet etmiyor. Herkes ya okey ya da playstation üzerinde PES oynuyor. Oyunsuz yapamıyor Isparta'lılar.
  • Isparta insanı yol tarif etme özürlü. İnsanı ana cadde üzerinden gidilebilecek yere mahalle arasından dolaştırarak gidiyorlar. Bu konuda Süleyman Demirel'den bir atılım bekliyorum. Bir el atsın da Bu eksiği hep birlikte giderelim.
Isparta'yla ilgili şimdilik bu kadar. Otellerde internet bağlantısı problemli olsuğundan düzenli yazamıyorum. Mesela arada bir Muğla kaynadı. Gerçi Muğla'nın içine hiç girmedim ama dağ köyüne çıktım, serinde rakı içtim. Ayrıca muğlada kaldığımız otel (Egehan) bugüne kadar gördüğüm en güzel otel yöneticisine sahip (veya ben onu yönetici sandım). Allah sahibine bağışlasın. Güzide yurdumun uç köşelerinde böyle doğa güzellikleri görmek gerçekten sevindirici. Herkese bu bölgeleri gezmelerini öneriyorum. Şimdilik bu kadar. Herkese iyi bir Cumartesi diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder