fps etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fps etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2013 Çarşamba

Ryu'nun gözünden Street Fighter

Dövüş oyunu dendiğinde ilk akla gelen isimdir Street Fighter. Bir sürü versiyonu çıktı, grafikleri ilk zamandan beri çok değişti. Değişmeyen iki şey var: Ryu ve yan profilden oynanış. İlk oyundan itibaren tüm Street Fighter oyunlarında Ryu standart karakter oldu. Neredeyse tüm kapaklarda Ryu'yu gördük, Street Fighter'ın sembolü gibi birşey oldu adam. (Bu arada, Ryu 49 yaşına girmiş. Yaşlandı be adam...) Bir de oyunun kamera açısı hiç değişmedi. İlk oyundan itibaren tüm Street Fighter'larda hep yandan bakarak oynadık. Pipoca isimli bir Brezilyalı animasyon ustası Street Fighter 4'ün FPS oyunları gibi birincil şahıstan oynandığında nasıl görüneceğini merak etmiş ve üşenmeyip bir animasyon hazırlamış. Bu kısa videoda Ryu ilk oyundaki tuğla parçalama sahnesini tekrarlıyor, ama bu sefer olanı biteni Ryu'nun gözünden görüyoruz. Fena da gözükmüyor aslında, ama ilk bakışta biraz garip geliyor tabi. Pipoca'nın bu güzel animasyonunu aşağıda veya şurada izleyebilirsiniz.

17 Temmuz 2012 Salı

Oyunlara ne oluyor?

Bilgisayar oyunlarına eskisi kadar vakit ayıramıyorum. Yine ara sıra oynuyorum ama, eskisi gibi kaptıramıyorum kendimi. Tabi tüm suç bende değil, oyunlar da pek "kaptırılacak" gibi değil artık. FPS türü oyunlarda "Arena Shooter" sevdiğim için Battlefield veya Call of Duty serilerine biraz uzak kalmıştım. Sonra hafiften bir merak uyandı, "ne oynuyor bu adamlar yahu?" diyerek ben de biraz denedim. Modern Warfare 2 ve 3'ü oynadım, daha sonra da Battlefield Bad Company 2'yi oynayıp bitirdim. Crysis serisini daha önce birkaç kez bitirmiştim zaten.

Oyunlar artık çoklu oyuncu (multiplayer) kısmına odaklanılarak tasarlanıyor. Çoklu oyuncu modunda oyunu korsan oynayanlar yolda kalıyor, sunucular korsan oyunları kabul etmiyor. Haliyle yapımcı firmalar insanları multiplayer oynamaya özendirip bolca oyun satmak istiyorlar. Buraya kadar herşey mantıklı. Peki ya multiplayer oynamak istemeyenler ne olacak? Mesela ben multiplayer sevmiyorum. Seviyorum aslında ama artık multiplayer oyun evreni benim gibi ara sıra oynayan kişilere göre değil. Bir keresinde Crysis Wars oynamaya kalktım, kafamı kaldırdığım anda vuruldum. Sonra tekrar vuruldum. Sonra tekrar... Her seferinde daha on metre bile ilerleyemeden birileri öldürdü beni. E öldürecekler tabi, ben acemiyim, onlar ise günün en az 4-5 saatini oyun başında geçiren adamlar. Her haritanın her deliğini ezbere biliyorlar. Neyse, neticede ben multiplayer oynamak istemiyorum, senaryo modunu tercih ediyorum. Benim gibi başkaları da var, biliyorum. Tabi oyun yapımcıları da bunu bilse çok güzel olacak, ama işte bilmiyorlar maalesef.

Eskiden oyunların kendileri heyecanlıydı. Oyunun bizzat kendisi insanları gaza getirirdi, kendine bağlardı. Başından kalkmak istemezdik. Şimdi oyunlar tekdüze ve sıkıcı, bölüm aralarında gösterilen kısa videolarla kötü Hollywood filmleri tarzında bir senaryo işleniyor. Heyecanı oyunla değil, bu kısa videolarla yaratıyorlar (veya yaratmaya çalışıyorlar). Oyunun kendisi de dümdüz ve olabildiğine basit birşey oluyor. Herşey çizgisel, kafa çalıştırmak gerekmeden "senaryoya uyarak" ilerliyoruz. Sanki oyun değil de, etkileşimli bir film gibi. Filmin bazı sahnelerinde kontrol bize veriliyor, o kadar. Eskiler hatırlar belki, bir ara video tabanlı oyunlar vardı. Televizyona bağlanan ilkel konsollarda oynanırdı. Aslında oyun denen şey bir filmdi, ama bazı yerlerde tam doğru anda silahla ateş etmek gerekiyordu mesela. Yeni nesil FPS oyunları da aynen böyle, herşey sıkı sıkıya senaryoya bağlı.

Bir de her bölümün temelde birbirinin aynı olması ve oyuncunun zihninde "oyunda ilerleme" hissiyatının yaratılamaması var. Mesela, Bad Company 2'de oyunun en güzel silahı daha ilk bölümden (yani ikinci bölümden, ilk bölümde geçmişte oynuyoruz) standart olarak elimize veriliyor. Silah hızlı, hassas, etkili ve dürbünlü. Vuramayacağımız, öldüremeyeceğimiz düşman yok. Dahası, mermisi de kolayca bulunuyor. Cephane sıkıntısı da yok yani. Ekstra olarak bomba atan modülü de standart olarak geliyor. E diğer silahları ne yapayım ki ben o zaman? Oyun boyunca sadece birkaç yerde keskin nişancı tüfeği kullanmak gerekiyor, yine birkaç yerde de helikopterleri düşürmek için roket kullanıyoruz. Bunlar haricinde koca oyunu tek tüfekle bitirmek mümkün, hatta o silahla herşey daha da kolay oluyor. Eskiden, oyunların oyun olduğu zamanlarda oyuna basit, kifayetsiz silahlarla başlardık. İlerledikçe silahlarımız gelişirdi, daha iyileri çıkardı. Düşmanlar da zorlaşırdı tabi. Yeni oyunlarda böyle birşey de yok. Bad Company 2'nin de, Modern Warfare serisinin de ilk bölümlerindeki düşmanlarla son bölümlerindeki düşmanlar hep aynı. Ne yenmesi zor bir "bölüm sonu canavarı" (ecnebiler Boss diyor, ama şimdi patron dersem kimse anlamaz) çıkıyor, ne de düşmanlar daha becerikli hale geliyor. Hatta sayıları bile pek artmıyor. Oyunun bölümlerini birbirinden ayıran tek özellik tema. Kimisi ormanda, kimisi çölde, kimisi şehirde geçiyor. Bir de ara sıra tank filan çıkıyor karşımıza, onu vuracak silah da zaten orada hazır bekliyor. Silahı alıp atışı yapıp devam ediyoruz.


Hepsi çok kötü değil tabi, çok seyrek de olsa arada iyi oyunlar çıkıyor. Mesela Crysis (ve kardeşi Crysis Warhead) klasik oyun zihniyetinin son örnekleri gibiydiler. İlk başta daha sade silahlarla başlıyorduk, ilerledikçe daha iyilerini (Gauss tüfeği gibi) alıyorduk. Bazı özellikler (silahın dürbünü veya bomba atar modülü gibi) daha sonradan çıkıyordu. İlk başlarda düşmanlar sıradan askerlerdi, daha sonra daha güçlü askerler ve uzaylı yaratıklar çıkıyordu. Hatta, uzaylıların bile daha güçlü versiyonlarıyla karşılaşıyorduk. Arada bölüm sonu canavarları bile vardı. Oyunun sonunda zaten "oyun sonu canavarı" çıkıyordu karşımıza (üstteki resimde görülen şahsiyet), onu sadece oyunun sonunda alabileceğimiz özel bir silahla öldürebiliyorduk. Oyun çizgisel değildi, farklı yöntemler ve yollar izleyebiliyorduk. Aynı yere yürüyerek gidebiliyorduk, arazi aracıyla daha hızlı gidebiliyorduk, tankla dalabiliyorduk, veya tekneyle denizden gidip sürpriz saldırı yapabiliyorduk. Bu dediklerim Crysis Warhead için de geçerli, ama aynı güzel cümleleri Crysis 2 için söyleyemeyeceğim. Modern Warfare'den filan daha iyiydi gerçi, sonunda görünmez olan uzaylılar çıkıyordu karşımıza, ama onun haricinde çoğu şey tekdüze ve çizgiseldi. Crysis çok başarılı olmasaydı Crysis 2 sıradan bir oyun olarak anılmaktan kurtulamazdı, şimdi sattığının da yarısı kadar bile satamazdı.

Tabi yeni nesil bu kadar komplike şeyler istemiyor. İnsanlar herşey basit olsun, eğlencelik olsun istiyor. Bir de yukarıda saydığım sebeplerden dolayı oyun yapımcıları senaryo moduna fazla önem vermiyorlar. Haliyle Crysis gibi güzel oyunlar yerine Modern Warfare gibi etkileşimli sinema tadında sığ oyunlar yapılıyor daha çok. Umarım buna bir çare bulunur, çünkü benim gibi multiplayer istemeyen, senaryo modunda takılmayı seven oyuncuların da güzel şeyler oynamaya hakkı var.

30 Nisan 2012 Pazartesi

Skyrim gerçek olsa...

Eğlenceli videoların insanı Freddie Wong bu sefer de üşenmeyip Skyrim'i gerçek hayatta canlandırmış. Bethesda'nın efsaneleşmiş Elder Scrolls serisinin son oyunu olan Skyrim'in "gerçek" versiyonu birazcık Battal Gazi tarzı olmuş, ama güzel olmuş. Adamların tayt giyiyor olması kötü tabi, ama yapacak birşey yok. Efektler fena değil, dövüşler de oyundakine benziyor. Ejderhanın tek okla düşürülmesi ise oldukça fantastik (sanki ejderhanın kendisi yeterince fantastik değilmiş gibi) olmuş. Freddie Wong daha önce de bu tarz FPS oyunlarını gerçek hayatta canlandırmıştı, ama onlar genelde günümüzde veya gelecekte geçen, ateşli silahlarla oynanan oyunlardı. Skyrim'de ise ateşli silah yok, kılıçlar var. Gerçi ateş topu fırlatılıyor ama olsun, o sayılmaz. Videoyu aşağıda veya şurada izleyebilirsiniz.

25 Aralık 2011 Pazar

Freddie Wong'dan Battlefield 4 canlandırması

Video sanatçısı (ve Youtube'un en popüler kişilerinden biri) Freddie Wong son videosunda popüler Battlefield oyun serisinin bir sonraki halkasını canlandırmış. Şu anda fena halde popüler olan Battlefield 3 zaten çok gerçekçi, ama Freddie Wong'a göre Battlefield 4 çok daha fantastik olacak. Video oyundakine benzer şekilde sadece oyuncuların gözünden çekilmiş. Freddie Wong ve arkadaşları takım olarak savaş alanında karşı tarafı yenmeye çalışıyorlar, bu sırada birbirleriyle konuşarak karşı tarafa şaşırtmacalar veriyorlar ve gizlice düşmanın arkasına sızıyorlar. Diğer Freddie Wong videolarında olduğu gibi çekimler ve efektler harika olmuş. Hani teknolojinin izin vereceğini bilsem, bir sonraki Battlefield'ın böyle olacağına inanırım. Beğenmediğim tek kısım videonun fazla ciddi olması. Freddie Wong genelde küçük espriler iliştirirdi videolarına, bunda öyle birşey yok. Neyse, yine de gayet güzel. Freddie Wong'un Battlefield 4 videosunu aşağıda veya şurada izleyebilirsiniz.

10 Ekim 2011 Pazartesi

Lego ile stop motion Counter Strike

Gerçekten çok boş vakti olan birileri üşenmemiş ve Lego figürleri (ve arka planları) kullanarak popüler FPS oyunu Counter Strike'ın bir sahnesini canlandırmış. Tabi Lego figürleri kendiliğinden hareket etme yeteneğine sahip olmadığından her figürü birazcık hareket ettirerek kare kare çekmişler ve bunları birleştirip videoya dönüştürmüşler, yani stop motion tekniği kullanmışlar. Animasyon kalitesi olarak çok iyi değil, çok daha başarılı stop motion videolar gördük. Hatta yine Lego kullanılarak yapılmış bir tanesini çok beğenmiştim ve buraya da yazmıştım. Neyse, Lego Counter Strike videosu yine de hoş olmuş. Lego gibi oyuncak kategorisine giren birşeyin böyle kanlı olaylara karıştırılması da biraz ironik olmuş. Lego Counter Strike videosunu aşağıda veya şurada izleyebilirsiniz. Bu videoyu bana gönderen Serkan Levent'e teşekkür ederim.

15 Eylül 2011 Perşembe

Freddie Wong önce geleceğin oyunlarını gösteriyor, sonra da hayatını bilgisayar oyunu gibi yaşıyor

Youtube sanatçısı Freddie Wong yeni videolarında bilgisayar oyunlarıyla gerçek hayatı iki farklı açıdan yakınlaştırmış. İlk videoda hareket algılama teknolojisiyle oynanan oyunların geleceği anlatılmış. Freddie Wong oyun kontrolcüsünü tüfek aparatına bağlayıp sokağa çıkıyor ve gerçek mekanlarda oluşturulan "giydirilmiş gerçeklik" (augmented reality) ortamlarında robotlarla savaşıyor. Gerçekten böyle mi olur bilemiyoruz, ama eğer oyunları böyle yaparlarsa oynaması gerçekten eğlenceli olur. Hem oynarken "gerçekten" hareket ettiğimiz için göbeği de eritebiliriz belki. Freddie Wong'un bu eğlenceli videosunu aşağıda veya şurada izleyebilirsiniz.



Freddie Wong'un diğer videosu ise olaya tersten bakıyor. Gerçek hayata entegre edilmiş bilgisayar oyunları yerine bilgisayar oyunları tarzında yaşanan bir hayatın gösterildiği bu videoda normalde imkansız olan ama oyunlarda sıklıkla yaptığımız bazı abartılı hareketlerin aslında ne kadar saçma gözüktüğü anlatılıyor. Freddie Wong sokağa otomatik silahıyla çıkıyor, bir darbeyle ters duran arabasını tepe taklak ediyor, giyeceği kıyafetleri menüden seçiyor. En ilginci de evden çıkarken yükleme ekranının gözükmesi. Gerçekten ince düşünülmüş, güzel hazırlanmış. Gamer Commute isimli bu eğlenceli videoyu aşağıda veya şurada izleyebilirsiniz. Eğer günün stresinden kurtulmak istiyorsanız bu iki videoyu izlemenizi öneririm, biraz gülümsemek iyi gelecektir. Stres yoksa da izleyin tabi, ille asabiyet gerekmiyor Freddie Wong izlemek için. Bu videoları bana gönderen Oyunkolik'e teşekkür ederim.

7 Mayıs 2011 Cumartesi

BlackBerry PlayBook üzerinde Quake 3 Arena, hem de multiplayer

Ben öz Türkçe kullanmayı severim, yazılarımda teknik terimlerin de Türkçe hallerini tercih ederim. Buna rağmen multiplayer kelimesi için düzgün bir Türkçe sözcük bulamadım. "Çoklu oyuncu" diyorlar, ama bana çok saçma geliyor. Neyse, biz konumuza dönelim. BlackBerry World isimli sempozyum (fuar değil, fuar yavrusu) dahilinde basına yapılan gösterilerin birinde bir grup PlayBook uzmanı BlackBerry'nin taze tabletinin üzerinde efsanevi FPS oyunu Quake 3 Arena'yı çalıştırmışlar. Dahası, cihazları birbirine bağlayarak oyunu multiplayer modunda oynamışlar. Tabletlerin çok güçlendiğini, hatta yavaş yavaş dizüstü bilgisayarların yerini almaya başladıklarını biliyorum, ama yine de bu bana şaşırtıcı geliyor. Neden mi? Quake 3 Arena bir efsanedir de ondan. Bu oyun uzun süre ekran kartlarının OpenGL performanslarını ölçmede kullanıldı. Bugün Quake 3 oynamamış olan birisi FPS oynadığını söyleyemez. Quake 3 Arena bir döneme damgasını vurmuş bir oyundur. Tabii ki grafikleri yeni nesil oyunlar kadar detaylı değil, ama eğlencesi hala yerli yerinde duruyor. Tabi tablet bilgisayarın dokunmatik ekranıyla kontrol etmesi biraz zor, ama yine de güzel. BlackBerry PlayBook üzerinde Quake 3 Arena'nın çalışmasını gösteren video aşağıda. Videoyu göremiyorsanız şuraya tıklayabilirsiniz.

18 Mart 2011 Cuma

Super Mario FPS olsaydı...

Bir kısmından daha önce bahsettiğim (gerçek hayatta FPS oyunu gibi) pek çok harika animasyona imza atan Freddie Wong bu sefer bir bilgisayar oyununu gerçek hayatta canlandırmak yerine oyunun bakış açısını değiştirmiş. Bugüne kadar hep iki boyutlu ve yan profilden oynadığımız Super Mario Bros. oyunu Freddie Wong sayesinde bir FPS oyununa dönüşmüş. Tabi yapılmış hazır bir oyun yok ortada, bu sadece bir video. Yine de harika olmuş. Kalite çok iyi, efektler güzel, ayrıca Super Mario'nun konsepti korunmuş. İzlemesi güzel, ama ben bu oyunu eski halinde, yani yan profilden görerek oynamayı tercih ederim. Dar bir kulvarda koşuşturmak FPS ruhuna aykırıymış gibi geliyor bana. Freddie Wong'un FPS tarzında Super Mario videosu aşağıda. Videoyu göremeyenler izlemek için şuraya tıklayabilirler. Bu videoyu bana yollayan Sirke'ye teşekkür ederim.

23 Aralık 2010 Perşembe

En gerçekçi FPS oyunu

"En gerçekçi" diyorum, çünkü Freddie Wong'un hazırladığı bu videoda gösterilen FPS oyununu gerçekten ayırt etmek imkansız. İmkansız, çünkü zaten görüntüler gerçek. Uzun ve yorucu çalışmalar sonunda Freddie Wong klasik bir deathmatch oyununu gerçek hayatta canlandırmış. Üstelik, herşeyi oyunlarda gördüğümüz gibi yapmış. Daha önce buna benzer bir videodan bahsetmiştim, ama bu seferki çok daha güzel. Eğer bilgisayar oyunlarıyla ilgileniyorsanız mutlaka izlemelisiniz. Aşağıda videoyu göremiyorsanız videonun ana sayfası şurada.