29 Mart 2012 Perşembe

Bilgisayarla lig şampiyonu tahmin edilir mi? Edilir!

Evet, edilir! Hem de gayet doğru şekilde tahmin edilir. Üstelik öyle uzaklarda değil, Türkiye'de tahmin edilir. National Geographic dergisinin bu ayki (Mart 2012) sayısında okuduğum bir olay çok ilgimi çekti, burada da paylaşmak istedim. Derginin bu ayki (gerçi ay bitti neredeyse ama olsun) sayısında bilgisayarın Türkiye'deki tarihine değinilmiş. Hep anlatılan yol hesaplaması yapan, muhasebede kullanılan bilgisayarlardan filan bahsedilmiş. Bunlar bana çok çekici gelmedi, çünkü daha önce zaten okumuştum. Lig şampiyonunun tahmin edilmesi ise ilgimi çekti. Olay 1975 yılında başlıyor. TRT İzmir stüdyolarından Hüsnü Esen Kaptan ilginç bir fikirle Ege Üniversitesi Bilgisayar Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin başkanı Oğuz Manas'a (Alphan Manas'ın babası) geliyor. Fikir şu: bilgisayar yardımıyla futbol ligi şampiyonunu tahmin etmek! Oğuz Manas öneriyi kabul ediyor ve işe koyuluyorlar. 1959 yılından 1976 yılına kadar profesyonel ligde oynanan tüm maçların istatistiklerini (oyuncular, goller, asistler, hava ve saha şartları, sonuçlar, kartlar, vs.) delikli kartlar yardımıyla bilgisayara giriyorlar. Bilgisayar da üstte resmini gördüğünüz IBM System 370 Model 125. Bilgisayar uzun süren hesaplamaların ardından ligin ikinci yarısı başlamadan hemen önce şampiyonu belirliyor: Trabzonspor...
İşin ilginç tarafı, o sezon Trabzonspor'un ligdeki ikinci sezonu. Üstelik, Fenerbahçe ligin ilk yarısını en yakın rakibinin 5 puan önünde tamamlamış, şampiyonluğa herkesten daha yakın. İngiliz sistemi gibi o yıllarda da ligde kazanana 2 puan veriliyormuş, bu yüzden o zamanki 5 puan fark şimdiki 5 puana göre daha önemli. Neyse, bilgisayar ayrıca ligin ilk yarısını dördüncü bitiren Balıkesirspor'un ve güçlü Anadolu takımlarından olan Ankaragücü'nün ligden düşeceğini de tahmin etmiş. Tahminleri yaptıran TRT olunca bu sonuçlar radyoda, televizyonda ve gazetelerde yayınlanmış. Haliyle, bilgisayarın sıradışı tahminlerine kimse inanmamış. Bir nevi bilimkurgu saçmalığı olarak görülmüş, "elektronik beynin tahmini bu kadar olur işte" diye dalga geçilmiş.

Bu tartışmalar sürerken lig sona ermiş ve bilgisayarın tahmin ettiği gibi Trabzonspor şampiyon olmuş. Fenerbahçe ise ligi ikinci sırada tamamlamış. Oğuz Manas'ın bilgisayarlı tahmin sistemi sadece şampiyonu doğru bilmekle kalmamış, aynı zamanda ligden düşecek dört takımdan üçünü de doğru tahmin etmiş. Haliyle farklı tepkiler gelmiş halktan. Kimisi şaşırmış ve bilgisayarın becerisine hayran kalmış. Kimisi de (özellikle şampiyonluğu kaçıran Fenerbahçe'nin ve ligden düşen Balıkesirspor'un taraftarları) bunu bir komplo olarak algılamış ve Oğuz Manas'ı tehdit etmiş. Bu tehditlerden çekinen Oğuz Manas da TRT yetkililerine "Mahvettiniz beni, artık 10 yıl böyle birşey yapmam!" demiş. Böylece mevzu kapanmış, 10 yıllığına...

1986 yılında Hüsnü Esen Kaptan tekrardan Oğuz Manas'ın kapısını çalmış. Oğuz Manas "gelmeyin demiştim" diye isyan etmiş, ama Hüsnü Esen Kaptan 10 yılın geçtiğini söylemiş ve bir şekilde hocaların hocasını (bilgisayar mühendisleri Oğuz Manas'a böyle der) ikna etmiş. Yeniden istatistikleri bilgisayara girmişler, aynı hesapları yapmışlar ve bilgisayar 1986-87 sezonunun şampiyonunun Galatasaray olacağını tahmin etmiş. O sırada da Beşiktaş ligi önde götürüyormuş. Sonuçlar duyurulduğunda önceki sefer gibi herkes şaşırmış, ama bu sefer tahminin doğru olabileceğine de ihtimal vermişler. Sezonun son haftasında bile Beşiktaş Galatasaray'ın önündeymiş. Son maçta 87. dakikada durum 0-0'ken Beşiktaş'ın rakibi Manisaspor bir gol atmış ve Beşiktaş hem maçı, hem de şampiyonluğu kaybetmiş. Tıpkı bilgisayarın tahmin ettiği gibi Galatasaray şampiyon olmuş.

İki kere tahmin denemesi yapıp ikisinde de lig şampiyonu tutturulunca (ve tepkilere maruz kalınca) Oğuz Manas "Bir daha bana böyle birşeyle gelmeyin, zan altında kalacağım" diyerek bir daha böyle birşey yapmayacağını açıklamış. Böylece Türk futbolunda bilgisayarla lig şampiyonunun tahmin edilmesi devri de kapanmış. Oğuz Manas nasıl bir programcıymış ki, o ilkel imkanlarla bile bu kadar doğru tahminler yapabilmiş... Keşke onun gibi becerikli bilişimciler yetiştirmeye devam etsek, bilişim sektörü şimdiki halinden çok daha ileride olurdu. Acı ama gerçek, Türk yazılımcılar muhasebe programı yazmaktan öteye gidemiyorlar artık. Hikayeyi daha detaylı şekilde okumak isterseniz National Geographic'in Mart 2012 sayısını edinmenizi öneririm.

2 yorum:

  1. Kompüter! Önümüzdeki hafta sayısalda hangi sayılar çıkar? :P

    YanıtlaSil
  2. İşte beklediğim yazı, eline sağlık, keşke bir iki fotoğraf daha ekleseymişsin.

    YanıtlaSil