Hadise hadisesi - Milli bimbo

Başlıktaki kelime garibinize gidebilir. "Bimbo" kelimesi bizim dilimize biraz yabancı. Aslında hepimizin bildiği bir anlamı var: güzel ama aptal kadın. Hani "aptal sarışın" denir ya, onun sarışın olmak zorunda olmayanı. Bimbolar kolay kandırılır, saftırlar, saçma yalanlara bile inanırlar. Hatta, How I Met Your Mother isimli dizide Barney Stinson isimli karakter hep onlarla ilgilenir, astronot olduğunu veya barış gönüllüsü olarak Afrika'ya gideceğini söyleyerek onları evine götürür. Anlaşılacağı üzere bimbolar aslında dalga geçilen karakterlerdir. Kafaları çalışmaz, basit sorunların bile içinden çıkamazlar. Tek vasıfları güzellikleridir, o kadar. Beyin yoktur, et vardır. İnsanlar onlara güler, biraz da acır.

Hadise güzel dansediyor, kalçasını güzel kıvırıyor diye Türk insanından hak ettiğinden fazla ilgi gördü. Bir de yurtdışında büyümüştü, rahat tavırları herkesin hoşuna gitti. hal böyle olunca, bu yetenek fakiri insan "milli şarkıcı" olarak Eurovision müzik yarışmasında ülkemizi temsil etmek üzere seçildi. Şimdi siz "Daha önce seçilenler çok mu yetenekliydi?" diyebilirsiniz. Evet, yeteneklilerdi. En azından daha yeteneklilerdi. Konuya dönersek, Hadise "milli şarkıcı" olduktan sonra daha da fazla ilgi çekmeye başladı. Medyada daha fazla adı geçti, herkes ondan bahsetti. Yarışmada başarısız oldu, ama bunu da yarışmanın birincisi olan sanatçıyı "şirin" olarak niteleyerek geçiştirdi. Daha sonra bir ara ortadan kaybolur gibi oldu, ama öyle bir olayla patladı ki, herkes üzerine oturduğu tarafıyla güldü. Hadise kadar aptal olan (ama güzel kalçası olmayan) bazı yetkililer Hadise'ye İstiklal Marşı'nı söyletti. Haliyle, hadise her bimbo gibi kendini rezil etti ve milli marşımızın canına okudu. Öyle kötüydü ki, kimse tutar bir tarafını bulamadım. Bazıları Hadise'nin Türkiye'de büyümediğini söyledi, ama bu da geçerli bir mazeret değildi. Sonuçta Hadise kendini de milli marşımızı da rezil etti.

Bir süre daha ortalarda gözükmeyen Hadise'nin yeni bir rezaleti çıktı şimdi ortaya. Her sene olduğu gibi bu sene de Cumhurbaşkanlığı 29 Ekim'de bir resepsiyon verecekmiş. Hadise de milli bimbo olduğu için herhalde, bu resepsiyona davet edilmiş. O da aptallığını bir kez daha ispatlayacak bomba bir cevap vermiş: "29 Ekim'de doluyum, 30 Ekim'e kaydırsak olmaz mı?"... Bu olayın üzerine bazıları İstiklal Marşı olayındaki gibi milli bimboyu koruma altına alarak onun yurt dışında büyüdüğünü, bizim milli bayramlarımızı bilmediğini söyledi. Güzel de, yurtdışındaki Türk'ler bile çok iyi olmasa da biliyorlar 29 Ekim'in ne olduğunu. Üstelik, Hadise birkaç senedir Türkiye'de yaşıyor. En az bir sezondur Türkiye'de top oynayan yabancı futbolcular bile bilir 29 Ekim'in bir milli bayram olduğunu. Ne anlama geldiğini, nereden geldiğini bilmeseler de bilirler. Tıpkı Marco Aurelio'nun İstiklal Marşı'nı bildiği gibi...

Ben bu yazıyı aslında Hadise'nin salaklığını anlatmak için yazmadım. O zaten belli birşey, benim bir daha anlatmama gerek yok. Ben bu yazıyı bimboluğun moda olmasından duyduğum sıkıntıyı anlatmak için yazdım. Memleketimizde nasıl erkeklerde magandalaşmaya doğru gidiş varsa, kadınlar (özellikle de genç kızlar) da bimbolaşmaya başladı. Hadise ve onun benzeri diğer aptal (veya aptal görünümlü) kişilere özeniyorlar, onlar gibi davranmaya çalışıyorlar. Cahillik, kişiliksizlik, sadece modayı takip etmekve kişisel tercihe sahip olmamak, görüşsüzlük, bilgisizlik bunların belirtileri. İstanbul'daki tüm popüler gece kulüplerinin yerlerini bilen bir kıza Ayasofya'nın yerini sorduğunuzda "Şu cami olanı mı diyosuuğn yağnıııı?" diyorsa, anlayın ki o bir bimbodur. Bimboluk insanlığın geriye gidişinin simgesidir, tıpkı magandalık gibi. Aydınlanmaya, ilerlemeye tamamen terstir. Kadının kişi olmaktan çıkıp ete dönüşmesidir. Popüler bimbolara özenen kadınlar kendi zihinlerini kısıtlayarak bu yeni akıma ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bimbo olmak kolaydır, sadece bakımlı ve hoş görünümlü olmak yeter. Düşünmeye gerek yoktur. Her tür salaklık serbesttir. Ben elimden geldiğince bu saçmalığa karşı koymaya çalışıyorum. İlgi çekmeye çalışan bimbolara ilgi göstermiyorum, hatta onların yüzüne bile bakmıyorum. Siz de öyle yapın sayın okurlar. Bu geri gidişe dur demezsek cahillik, aptallık, kişiliksizlik iyice moda olacak.