Geçenlerde Autoblog sitesinde gezinirken ilginç bir yazıyla karşılaştım. Yazıyı hazırlayanlar bahsedilen konunun sosyolojiyle ilgilenenler için ilginç bir araştırma konusu olabileceğini iddia ediyorlardı. Yazık ki bu arkadaşlar Türkiye'ye henüz gelmemişler. Çok farklı bir bakış açısı kazandırabilirdik onlara.
Konu kısaca şu: Amerikalı tüketiciler araçlarını arkasında model numarasını belirten yazıları (S320 cdi, 530d gibi) sergilemekten son derece memnunlar. Otomotiv firmalarının yazısız araç opsiyonu bu kıtada pek kullanılmıyormuş. Avrupa kıtasında ise durum bunun tam tersi, her geçen gün daha çok kişi araçlarını satın alırken "yazısız" almak istiyor veya yazıları daha sonra söktürüyor. Pek ilginç gelmedi değil mi? Bir de konunun bize yansımasını anlatayım size, o zaman belki ilginç gelebilir.
Türk sürücülerin de bir kısmı araçlarının arkasındaki yazıları söktürüyor, veya yazısız araç satın alıyor. Biz de Avrupalı'yız neticede, onlarla paralel davranıyoruz, değil mi? Değil işte. Orada yazısı sökülen araçlar genelde kendi modelinin büyük motorlarına sahip araçlar oluyormuş. Yani adam Mercedes S500 kullanıyorsa, "aman görmesinler, duymasınlar, görmemişlik etmeyelim" diyerek aracının gücünü (ve fiyatını) çevreden saklıyor. Bir nevi mütevazilik yani. Biz de ise durum bunun tam tersi. İnsanlar arabaların en küçük motorlusunu alıyor, sonra da yazıları sökerek onlara sanki büyük motorlu araç süsü vermeye çalışıyor. Yani trafikte içinde birkaç varoş delikanlısı olan bir BMW 3 serisi görüyorsunuz, arkasında yazı yok ama egzost çıkışına, jantlarına ve diğer detaylara bakılırsa 330 filan olması lazım. Nedense bir türlü yürüyemiyor ama, belki de kaputun altındaki motorun 3000cc değil 1600cc olmasındandır. Olur böyle kusurlar.
Neticede ecnebiler mütevazi takılırken, biz hava yapma peşindeyiz. Zaten Avrupa'nın en havalı milleti de biziz. Kompresör gibi ülkeyiz vallahi. Tez konusuna ihtiyacı olan sosyoloji öğrencisi varsa işte konu hazır. Bu arada son günlerde pek fazla yazamıyorum, ama bunun tek sebebi Dan Brown. Yeni kitap ta aynen eskiler gibi bağımlılık yapma özelliğine sahip. Eleştirmenler ne derse desin, insan eline aldı mı bırakmak istemiyor. Az kaldı, kitap bitince eski tempoma döneceğim, söz veriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder