9 Temmuz 2009 Perşembe

Aaa, böyle birşey vardı - 2

Geçmişte kalan, ıvır ve zıvırdan bahsetmeye devam ediyorum. Hatırlayanlar parmak kaldırsın...

  • Iomega Zip Drive: Evet ta kendisi. Eskiden, çok eskiden, DVD diye birşey henüz yokken, CD yazmak masraflı ve zorken (yazım işlemi 1 saatten uzun sürerdi ve yazılan her 2 CD'den biri mutlaka yanardı) bunlar vardı. Iomega firması disketten sıkılan ama CD yazıcı almaya parası olmayan kişileri hedefleyerek disketle CD arasında bir ürün tasarlamıştı. Ecnebi ülkeleri bilmem ama bizim buralarda hiç tutmadı. Zaten birkaç sene sonra CD aldı başını gitti, boş CD'ler ve CD yazıcılar ucuzladı, yazma hızı da oldukça arttı. Böylece Iomega topu attı. İflas etmedi gerçi ama havası kaçtı, alelade bir yedekleme firmasına dönüştü. Zip Drive hakkında daha detaylı (ve teknik) bilgi almak isteyenler buraya tıklasınlar.
  • Game Port: Umarım siz eskiden beri herşeyin ucunda USB soketleri olduğuna inanmıyorsunuz. Evet Gibson USB gitar yapmış olabilir, durum o kadar kötü ama eskiden böyle değildi. Sadece joystick, game pad veya direksiyon bağlamak için tasarlanmış bir bağlantı noktası vardı. Gerçi game port aynı zamanda midi bağlantı noktasıydı, klavyeler de (q olanlar değil, müzik için kullanılanlar) bağlanırdı buradan. Game port üzerinden bağlanan oyun kontrol cihazlarını kalibre etmek gerekirdi. Düzgün kalibre edilmezse sapıtırdı, saçmalardı. Ayrıca bu game port dediğimiz 15 delikli soket yalnızca ses kartlarında olurdu. O zamanlar ses kartı olmakta bir ayrıcalıktı, ses kartı ve CD-Rom sürücüsü olan bilgisayarlara multimedya bilgisayarı denirdi. Çok garip geliyor değil mi? O zamanlar bize çok normal geliyordu. Memnunduk yani durumumuzdan!
  • Dip Switch ve Jumper kardeşler: Bios ayarlarını bios menüsünden yapma özelliği ilk kez Abit tarafından 1996 yılında kullanıcılara sunuldu. Siz şimdi düşünebilirsiniz, "bios ayarları tabii ki bios menüsünden yapılır, ya nereden yapılacaktı?" diye. Jumper ve dip switch vardı kardeşlerim. Şimdi bize basit gelen pek çok ayarı yapmak için o zamanlar alırdık elimize anakartın kullanım kılavuzunu, parmakları kalın olanlar bir de cımbız alırdı, başlardık jumperları yerinden oynatmaya. Kitapçık gösterirdi, şöyle takarsanız 66mhz, böyle takarsanız 100mhz diye. Saat ve tarih gibi şeyler haricinde işlemci ve bellekle ilgili tüm ayarlar böyle yapılırdı. Bazı firmalar lüks modellerinde kullanıcıları jumper derdinden kurtarmış, dip switch denen küçücük şalterler koymuşlardı. Onlar da yine ince tornavida veya cımbızla dürterek ayarlanırdı, tek farkı biraz daha pratik olmalarıydı. Bir gıcıklıkları daha vardı bunların, anakartların her birinde ayar sistemi farklı olduğundan, kullanım kılavuzunu kaybeden yanardı. Bir daha ayar yapmak neredeyse imkansız olurdu. Şimdi fsb arttırıp bellek gecikmesiyle oynamak kolay. Asıl overclock yapmak o zamanlar marifetti...
Şimdilik bu kadar. İçinizi karartmak istemem, eskiden bilgisayar kullanmak zordu ama bir o kadar da keyifliydi. Oynadığımız her oyundan zevk alır, kullandığımız her yazılımda uzmanlaşmaya çalışırdık. Klasik tüketim toplumu olduk muhabbeti yapmak istemiyorum, o yüzden burada kesiyorum.

1 yorum:

  1. katılıyorum overclock yapmak o zaman için bir beceriydi.şimdi ise soğutma bir beceri.Soğut kaliteli malzeme al overclockun hazır hadi hayırlı olsun.

    YanıtlaSil