25 Mayıs 2009 Pazartesi

Kaptanın seyir defteri - Kütahya

Kütahya yerleşim olarak klasik bir Anadolu şehri. Yürüyerek çabucak gezilebilecek bir çarşısı var ve herşey o çarşının içinde. Pek çok bakımdan benim beğenilerimi kazandı. Kütahya'yla ilgili kişisel fikirlerimi yazıyorum.
  • Sanırım batı Anadolu bir başka oluyor. Saat 23.00 ve kız - erkek pek çok genç dışarıda, özellikle kızların rahat rahat gezmesi takdirimi kazandı. Bazı okuyucularım bunun yanlış olduğunu düşünebilirler. Doğru veya yanlış, o kişisel görüştür ama rahatsız edilmeden gezmeleri güzel birşey zira İstanbul'un bazı semtlerinde bu mümkün değil.
  • Belki de hafta içi olduğundandır, şöyle gençlerin takıldığı güzel bir alkollü mekan göremedim. Alkol alma merakım olduğundan değil ama o tarz yerleri sevdiğimden öyle bir yer aradım. Aslında bu tip yerler buldum ama öyle boşlardı ki sanki ben hesabı ödediğimde verdiğim banknotu çerçeveletip duvara asacaklarmış gibi bir halleri vardı. Ürktüm, girmedim. Yine de ben bunu günün pazartesi olmasına bağlıyorum.
  • İsmini hatırlamıyorum ama oturduğum cafe çok güzel aromalı capuccino yapıyor. Hoşuma gitti.
  • Bu pek iyi birşey değil ama yazacağım. Tavşanlı'da gittiğimiz firmalardan birinin yanında küçük bir sucuk imalathanesi gördüm. Adamlar "%100 doğal" yazmışlar. Doğrudur, sucuğa plastik katmadıklarına eminim. Ama ben yine de bir süre sucuk yemeyeceğim, daha doğrusu yiyemeyeceğim. Detaylara girersem klavyenizin üzerine kusmak zorunda kalırsınız, monitöre de sıçrar.
Bu günlük bu kadar. Gittiğim yerlerdeki ilginç detayları fırsat buldukça aktaracağım. Bakarsınız gün gelir bunları bir kitap haline dönüştürmüşüm, hatta d&r mağazalarında imza günü yapıyorum filan... Güzel hayal. Zaten tüm hayaller güzeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder