3 Ağustos 2012 Cuma

Demir perdenin lüks ve prestij sembolü: ZiL

Bir zamanların komünizmle yönetilen ülkelerinde herkesin Lada'lara veya Moskovich'lere bindiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Evet, insanlar çok konforlu yaşamıyorlardı, ama lüks içinde yaşayan bir zümre de vardı. Bakanlar, bürokratlar, üst düzey devlet görevlileri ve yüksek rütbeli subaylar, kısaca tüm protokol sıradan vatandaşlara göre daha iyi yaşam şartlarına sahipti. İşte o lüks ve yüksek standardın sembolü de ZiL'di.

İlk adı ZiS (Zavod imeni Stalin - Stalin'in fabrikası) olan Rus üretici daha sonra ZiL (Zavod imeni Likhachova) ismini aldı. Aslında Fiat lisansıyla üretim yapan bir kamyon ve otobüs üreticisi olan ZiL SSCB başta olmak üzere komünist ülkelerin lüks otomobil ihtiyacını karşılamakla görevlendirildi. 1936 yılında ilk "makam arabası" olan 101 isimli modeli üretti. Bu model zamanında Stalin başta olmak üzere tüm Rus protokolü tarafından kullanıldı. 5.8 litre hacminde 90HP güç verebilen bir motora sahip olan 101 tıpkı ondan sonra gelecek çoğu model gibi özgün bir tasarım değildi. O zamanki Rus yetkililer aksini iddia etseler bile 101 aslında ABD'li Packard firmasının o yıllarda popüler olan bir modeline fena halde benziyordu. ZiL bundan sonra da bu "esinlenme" merakından vazgeçmedi. Çoğu ZiL modeli aslında o yıllarda otomotiv piyasasına hakim olan Amerikan markalarının taklidiydi.

ZiL sadece protokol için makam arabaları ve limuzinler üretmedi. Konforlu yaşayan kesimin hızlı ve keyifli arabalara da ihtiyacı vardı. 1939'da tek kapılı ZiL 101-Sport geldi. Motor 101'inkiyle aynıydı, ama gücü 141HP seviyesine yükselmişti. O yıllar için çok çekici bir arabaydı. İki kişilikti ve batı ülkelerinin spor otomobillerinin tarzıyla üretilmişti. ZiL bundan sonra da tek kapılı spor otomobil üretimine devam etti. Motor sporları konusunda Sovyetler Birliği'nin dünyada temsil eden modeller üretildi. Tabii ki performansları günümüz otomobillerine göre çok kötüydü, ama üretildikleri yıllar baz alındığında hiç de fena değillerdi. Bu arabalar da taklit kokuyordu tabi, mesela alttaki fotoğrafta görülen 112-Sport modeli fena halde Shelby Cobra'ya ve Caterham modellerine benziyor.

Amerikan arabaları değiştikçe ZiL modelleri de değişti. 1960'larla birlikte arabaların hatları düzleşti, yuvarlak hatlar yerine sert köşeler tercih edilmeye başlandı. Amerikan kültürünün bir uzantısı olan "stretch limousine" (yani uzun limuzin) tarzı arabalar da ZiL'in ürün gamında yerini aldı. SSCB'nin üst seviye yöneticileri sadece ZiL limuzinleri kullanıyordu. Bu arabaların tasarımlarının taklit olması onların kötü arabalar olduğu anlamına gelmiyor. ZiL'in arabaları hiçbir masraftan kaçınılmadan, maliyet kaygısı güdülmeden, sınırlı sayıda ve sadece en üst seviye yöneticiler için üretiliyordu. Malzeme kalitesi çok iyiydi, işçilik konusunda da en ufak detaylara bile dikkat ediliyordu. Bu arabaları kullanacak kişilerin yakıt tüketimi gibi bir dertleri olmadığı için de performanstan ödün verilmiyordu. ZiL'in bazı modellerinin motor hacmi 7.7 litreye kadar yükseliyordu.

O yıllarda internet ve uydu yayını olmadığından, Doğu Bloğu ülkeleri de dışarıya kapalı olduğundan dünyanın geri kalanı ZiL modellerini pek görmüyorlardı. Bu yüzden insanlar bu arabaları gördüklerinde çok şaşırıyorlardı. 1990 yılında SSCB başkanı Mihail Gorbaçov ABD'yi ziyaret ettiğinde kendi makam arabasını da yanında getirmişti. O zaman insanlar üstteki arabayı Washington'daki SSCB konsolosluğunun önünde görüp şaşırmışlardı, çünkü demir perde ülkelerinde herkesin kötü arabalara bindiğini düşünüyorlardı.

Komünizmin doğası gereği tamamen devlete bağlı çalışan ZiL ihtiyaca göre araç tasarlayıp üretiyordu. Mesela, yandaki "uzatılmış minibüs" protokolün propaganda gezileri gibi topluca biryerlere gitmesi gereken durumlarda kullanılması için üretilmişti. O zamanın diğer Rus üretimi toplu taşıma araçlarına göre çok daha konforlu ve kaliteliydi. Tüm ZiL modelleri Amerikan taklidi değildi, en azından arabalara kendilerinden de birşeyler katıyorlardı. SSCB o yıllarda batı dünyasıyla teknoloji yarışı içerisindeydi ve Sovyetler Birliği'nin geliştirdiği en iyi teknolojiler bu arabalarda kullanılıyordu. Bazen tamamen özgün tasarımlar da yapılıyordu, ama genelde Amerikan arabalarına benzeyen modellerin üretilmesi tercih ediliyordu. Belki de komünizmden memnun gözükse de Amerikan yaşam tarzına özlem duyan yöneticilerin içindeki gizli batı hasretinden kaynaklanıyordu bu.

ZiL üretimi 1990'ların sonuna doğru yavaşladı. Ödenekler azalmıştı, artık bütçeden böyle "özel" tasarımlar için çok fazla pay ayrılmıyordu. Bir de (bu benim kendi teorim), sürekli taklit ve takip ettikleri Amerikan otomobil endüstrisinin gerilemesi de aynı zaman dilimine denk geliyor. Lüks arabalar konusunda Alman üreticiler daha popülerdi, köşeli ve yayvan Amerikan arabaları (ve onların Rus üretimi benzerleri) pek ilgi çekmiyordu. Üstteki model olan 41041 ZiL'in son modeliydi ve 1999 yılına kadar üretildi. Üretim hacmi çok düşüktü tabi, ayrıca artık Rusya'nın tepe seviye yöneticileri yerine daha alt kademe protokol tarafından kullanılıyordu. Üst seviye protokol artık Alman malı lüks modelleri tercih ediyordu. ZiL fabrikası kapanmış değil, ama artık otomobil üretmiyorlar. Konuyla ilgili sitelerde ZiL'in kendine has tasarımlı çok lüks ve çok teknolojik bir modelle geri dönüş yapacağı söyleniyor, ama bunun için basit birkaç çizim haricinde kaynak gösterilmiyor. Açıkçası ben de bu saatten sonra ismi unutulmuş (hatta zaten hiç yaygınlaşmamış) bir markanın bir anda geri dönüş yapabileceğini düşünmüyorum. Yukarıda koyduğum birkaç fotoğraf genelde ZiL'lerin dış görünümüyle alakalıydı. Arabaların iç mekanlarını ve işçilik kalitesini merak edenler aşağıdaki videoyu izleyebilirler. Unutmayın, bu arabalar takriben 40-50 sene öncesine ait ve şimdiki arabalarla mukayese etmek biraz haksızlık olur.



Bir de ZiL modellerinin birkaçını slayt gösterisi tarzında sırayla gösteren bir video var. Daha fazla model görmek isteyenler de bu videoyu izleyebilirler. Klasik otomobil meraklıları bu tasarımları beğenecektir.



Biraz uzun bir yazı oldu, son bir detay ekleyip bitireceğim. Benim bu yazıyı yazmamın sebebi, daha doğrusu ZiL'den haberdar olmamın sebebi Londra'daki olimpiyatlarla ilgili bir haber. Şöyle ki; komünizm döneminde Moskova'da işlek caddelerde sadece üst düzey devlet protokolünün kullanabildiği şeritler varmış. Bu sayede trafiğe takılmadan istedikleri yere kısa sürede gidebiliyorlarmış. Sıradan vatandaşların bu şeritleri kullanması yasakmış. Bu üst düzey devlet görevlileri de hep ZiL kullandığı için halk arasında bu şeritlere "ZiL şeritleri" deniyormuş. Hala Moskova'da sadece devlet protokolünün kullanabildiği birkaç tane "ZiL şeridi" olduğu söyleniyor. Londra'daki yaz olimpiyatlarında da İngiliz yetkililer benzer bir uygulamaya gitmişler. Olimpik sporcuların ve olimpiyata katılan kafilelerin trafiğe takılmadan Londra içinde seyahat edebilmesi için etkinlik boyunca bazı şeritler sadece olimpik kafilelerin kullanımına ayrılmış. Bu da insanlara ZiL şeritlerini hatırlatmış. Gereksiz bilgi de olsa fazla bilgiden zarar gelmez.

1 yorum:

  1. Vayyy... Belgesel tadında çok güzel bir yazı olmuş.
    Elin sağlık.

    YanıtlaSil