24 Eylül 2009 Perşembe

Fotoğrafın hassasiyeti

Dijital fotoğrafçılık dünyasının güçlü sitelerinden Digital Photography Review ISO hassasiyeti konusunda bir makaleler dizisi hazırlama kararı almış, ilk makaleyi de okuyucularına sunmuş. Şu adresten olaşabileceğiniz yazı ISO'nun ne olduğunu anlatıyor. Maalesef yazı İngilizce. Bilenler okusun, bilmeyenlere anlatsın derim. Onların da değindiği gibi ISO hassasiyeti fotoğraf makinesi üreticilerinin tüketiciyi aldattmak için kullandıkları birşey. Gerçi onlar daha çok makinenin çektiğinin ekranda görünenle aynı ISO değeri olmamasından yana dert yanmışlar ama benim değineceğim konu daha farklı.

Teknoloji marketlerde fotoğraf makinelerini incelediğinizde kutuların veya makinelerin üzerinde hep maksimum iso değerinin belirtilmiş olduğunu görürsünüz. Birkaç sene öncesine kadar maksimum değer 400'ken şimdi 3200 hatta 6400 oldu. İşte aldatmaca da burada başlıyor. Sanki gerçekten iyi birşeymiş gibi üreticiler bu yüksek ISO değerlerini kullanıcıların gözüne sokuyorlar, reklamlarını bunun üzerine odaklıyorlar. Aynı megapksel yarışı gibi, ama bir fark var. Fazla megapikselden zarar gelmez, yeri geldiğinde iyidir ama yüksek ISO değeri kullanmak fotoğrafı mahveder.

ISO değeri, fotoğrafı çeken algılayıcının hassasiyetidir. Algılayıcı (sensor) ne kadar hassassa o kadar az ışığa ihtiyaç duyar, fotoğraf daha hızlı çekilir, titreme olmaz. Ne güzel değil mi? Değil! Yüksek hassasiyet fotoğrafta kumlanma (noise) yaratır. Renkler bozulur, detay kaybolur. Artık tüm makinelerde kumlanma azaltıcı sistemler var, ama onlar da görüntüyü yumuşatıyor. Gidip bir sürü para vermişsiniz, 10 küsür megapiksellik canavar bir makine almışsınız. Çekiyorsunuz ISO 1600 hassasiyetinde, makine de kumlanmayı engellemek için görüntüyü yumuşatıyor. Hani 10 küsür megapiksel? Keskin olması gerekmezmiydi görüntünün? Renkler de bozulmuş! Bu iş böyle olmaz.

ISO'nun düşüğü makbuldür sayın okurlar. Yüksek ISO sadece mecburi durumlarda kullanılır. Flaşsız çekmek zorundaysanız veya flaş etkisiz kalıyorsa, bir de ışık yetersizse ISO yükseltilir. Flaşla çekerken veya ortam ışığı yeterliyse ISO olabildiğince düşük olmalıdır. En temiz görüntü düşük hassasiyette elde edilir. Bunu şöyle açıklayabilirim sanırım: Birisi geliyor ve elinize kağıt ve kalem veriyor. Şu manzaranın resmini çiz diyor, ama vaktiniz kısıtlı. 10 dakikada mı daha iyi çizersiniz, yarım saatte mi yoksa birkaç saatte mi? Ne kadar acele ederseniz resim o kadar kötü olur, detaylara yer verilmez, hatalar ortaya çıkar. Ne kadar uzun sürede çizerseniz o kadar fazla detaya yer verirsiniz, hatalarınızı görür ve düzeltirsiniz, bakarsınız resmin talibi bile çıkar. Yüksek ISO makineyi acele ettirmektir. Acele yapılan işten hayır gelmez.

Deklanjör hızı, diyafram açıklığı ve hassasiyet resmin ışık dengesini belirleyen üç faktördür. Bunlardan biri azalıyorsa diğerlerinin aynı oranda artması gerekir. Işık azaldıkça mutlaka bu üçlüden en az birinin arttırılması gerekir yoksa karanlık karelere bakıp "şuradaki benim galiba" demek zorunda kalırsınız. Işık işin içine girdiğinde kafadan flaş ta konuya dahil oluyor. İşte aldatmacanın bir yönü de burada başlıyor. Üreticiler makinelere zayıf flaşlar koyup eksikliği yüksek hassasiyetle kapatmak istiyorlar. Oda ışığında 3 metre öteyi aydınlatmak için en az 400 ISO değeri isteyen bir flaş olsa olsa cep telefonunda olur derdim, yanılmışım. Piyasada satılan o ince, şık ve pahalı makinelerin çoğunda bu tip flaşlar kullanılıyor. Adam makineye 5x zoom koymuş ama flaş birkaç metreden öteye işlemiyor. Ya onlarda var bir aklıevvellik, ya da bir sürü para verip onların makinelerini alanlarda (ben de aldım).

Bir de dalga geçer gibi dijital titreşim önleme diye birşey çıkartmışlar. Buna farklı farklı isimler vererek millete kakalıyorlar. Bu özelliğe sahip akıllı makinemiz bakıyor biz sürekli titretiyoruz elimizi, hemen hassasiyeti yükseltiyor ve deklanjör süresi kısalıyor, titreşimin etkisi azalıyor. Olan fotoğrafa oluyor tabi. Bu tip aldatmacalara gelmeyin sayın okurlar. Titreşim önleme, görüntü sabitleme gibi şeyler mekanik olursa işe yarar. Yüksek ISO çok özel durumlar haricinde tamamen gereksiz olan bir kandırmaca unsurudur. Biz tüketiciler olarak üreticileri yönlendirme gücüne sahibiz. Bu tip kandırıkçı ürünler yerine gerçekten güzel çekim yapan makineleri tercih ederseniz üreticiler de kaliteyi yükseltmek zorunda kalır. Fotoğraf makinesi alırken azami değil asgari ISO değerini sorun. Bazı SLR makineler haricinde tüm cihazlar ISO 100 değerine izin veriyor. Şanslıysanız alacağınız makine ISO 80 veya 50 değerlerini bile destekleyebilir. O zaman gerçekten güzel fotoğraflar çekebilirsiniz, kumlanma veya yumuşama olmadan. Özetlemek gerekirse, herşeyin yükseği iyi değildir. Düşük ISO'yu tercih edin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder